25 Mart 2011 Cuma

Webrazzi Gündem E-Ticaret Etkinliği'nde Paylaşılan Sektörel Veriler

Geçen haftalardaki Webrazzi Gündem E-Ticaret Etkinliği'ne katıldım. İzleyicilerin salona sığmadığını görmek sektöre ilginin ne kadar arttığının da açık bir göstergesi oldu. Konuşmacıların gün boyunca aralara serpiştirdiği bilgileri paylaşmak istedim:

BKM Pelin Kabalak
2008 yılında yapılan e-ticaret araştırmasındaki veriler ile 2010 yılındakiler karşılaştırıldığında:
- Türkiye’den bir siteden alışveriş yaptım diyenlerin oranı iki katına çıkarak %32 olmuş.
- İnternet alışverişinde sanal kart kullanıyorum diyenlerin adedi %14 oranında düşmüş.

1 0cak 2011 itibariyle e-ticaret sitelerine 3D Secure modülü bulundurma zorunluluğu getirilmiş. (Bu seçim müşteriler için tercih halinde sunulabiliyor.)

Hepsiburada.com – Aytuğ İğneli
  • Hepsiburada.com ziyaretçilerinin sitede geçirdiği ortalama süre, 2011 yılında bir önceki yıla göre iki katına çıkarak 10 dk. oldu.
  • Ziyaretçiyi satışa dönüştürme oranı, (Conversion Rate) 2011 yılında %2.6’ya yükseldi.
  • Son bir yıl içerisinde 1-1,5 milyon adet kadın, İnternet üzerinden alışveriş ile tanıştı.
  • 2010 yılında 450 milyon TL seviyelerinde olan ciromuzu 2013 yılında 1 milyar TL’ye çıkarmayı hedefliyoruz.

Haziran 2012 itibariyle yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre her firma İnternet sitesinde finansal tablolarını paylaşmak zorunda olacak.

Gittigidiyor.com Cenk Angın
  • Gittigidiyor.com sitesinde aylık ortalama 300-350 bin satış işlemi gerçekleşiyor.
  • Sitede aralık 2010 döneminde 10 milyon tekil ziyaretçiye ulaşıldı.


Mynet.com Emre Kurttepeli
  • Türkiye’de 1 milyon kişi İnternet’ten tekstil alışverişi yaptı.
  • Dikey (özelleşmiş) e-ticaret siteleri yakın gelecekte daha fazla önem kazanacak.
  • Alış frekansı yüksek (geniş pazarı olan) ve kar marjı doymamış ürünler için e-ticaret projeleri düşünülmeli.
  • Bir İnternet girişimi için en az 2 ortak, mükemmeliyetçi yaklaşım, belli bir süre sonunda ek bir sermayedar ve 100 bin TL üzerinde başlangıç sermayesi gerekli.


Grupanya.comOnur Yıldırım
Grupanya.com sitesine üye 1,3 milyon kişiden 1 milyonu İstanbul’da.

Sehirfirsati.com – Anıl Süren
Sehirfirsati.com sitesinde 2,5 milyon adet üye bulunuyor.
2011 yılı ciro hedefi, 30 milyon Euro seviyesinde.

Markapon.com Murat Demirhan
Markapon.com sitesinin 1 milyon üyesi var.

20 Mart 2011 Pazar

İnternet Şirketleri Ne Kadar (Kar) Eder?

Son dönemde isimlerinden en çok söz ettiren İnternet firmaları olan Twitter ve Facebook henüz borsada hisselerini satışa sunmamış olsalar da bu firmaların ikincil piyasalar üzerinden tahmini değerleri belirlenmeye çalışılıyor. Mart 2011 itibariyle Twitter’ın tahmini değerlemesi 7.7 milyar USD dolayında iken Facebook’un piyasa değeri 75 milyar USD olarak konuşulmaya başlandı. Gerçekleşen gelirlere bakıldığında ise tablo biraz farklı; Twitter’ın birkaç cılız reklam modeli testi dışında henüz ciddi bir gelir modeli bulunmuyor. Facebook ise şimdilik 2 milyar USD dolayında tahmin edilen, reklam ve sanal para gelirinden oluşan yılık cirosu ile şimdilik piyasadaki değerlemesinin epey gerisinde. Firmaların güncel ciroları dışında farklı fonlardan aldıkları yatırımlar ile gelecekte ortaya çıkaracakları gelir ve büyüme potansiyelleri de şüphesiz bu değerlemelerde önemli faktörler. Dolayısıyla dünyanın en geniş ağı olan Facebook, sadece reklam programının arkasına sığınmayıp iletişim konusunda telekom operatörlerine ve ödemeler konusunda bankalara rakip olabilecek bir kullanıcı bazına ve teknolojiye eriştiği için farklı bir yerde değerlendirilmeyi hakediyor. Yine de şu anda borsada hisseleri bulunan teknoloji şirketlerini göz önüne aldığımızda, ciro ve değerleme arasında bire beşe (1/5) yaklaşan bir oran bulunduğu gözlemleyebiliriz. Örneğin Apple’ın 2010 yılında 76 milyar USD’lik cirosu ile 330 milyar USD dolayında bir piyasa değerine ulaştığını ve Google’ın ise 2010 yılında 29 milyar USD üzerinde bir ciroya ulaşarak firma değerinin 193 milyar USD düzeyine çıkardığını görüyoruz. Burada yapılabilecek en olumlu değerlendirme, piyasada Facebook ve Twitter’ın gelirlerini hızla artıracaklarının beklendiği olabilir. Tam da bu noktada son dönemdeki bir başka tartışmayı da hatırlamakta yarar var. Mark Cuban gibi önemli İnternet girişimcileri; yeni İnternet projelerine ortak olan yatırım sermayesi şirketlerinin yarattığı bir saadet zinciri nedeniyle, İnternet şirketlerinde önemli oranda bir ‘fazla değerleme’ olduğuna dair düşüncelerini paylaşmaya başladı.

Birçok kişinin ortak düşüncesi 2000’li yılların başında yaşanan ve e-ticaret şirketlerinin batışı ile sonuçlanan dot.com krizinin bu dönemde de yaşanmaması için geçmiş tecrübeleri daha iyi anlamak. E-ticaret konusunda dünyadaki önemli üst düzey yöneticilerden biri olan David Soskin’in kitabı, işte tam da bu dönemde sektördeki tüm aktörlere önemli bir referans noktası oluşturuyor. Net Kar (Net Profit) isimli kitapta e-ticaret dünyasının geçmişi, bugünü ve geleceği İnternet firmalarından örnekler ve verilerle desteklenerek ustaca sunuluyor. Özellikle yaşanmış örnek vakaları dinlemekten hoşlanan sektör profesyonelleri için kaçırılmaması gereken bir kaynak olduğunu belirteyim.

Soskin sayesinde kısa sürede 6 milyar USD piyasa değerine ulaşan Online manav sitesi Webvan.com’ın 2 yıl içerisindeki düşüş hikayesini tüm ayrıntıları ile öğrenirken ClickMango.com ve Beenz.com gibi sonu kötü biten e-ticaret sitelerinin tecrübelerini okuyabiliyoruz. Pets.com gibi tümü başarısızlıkla sonuçlanan 17 adet farklı e-ticaret sitesinin 2000 yılındaki Super Bowl maçı arasında televizyon reklamı vermiş olması, geliri olmayan firmaların aldıkları yatırımları verimsiz kullanarak dot.com krizine nasıl zemin hazırladıklarını da açıkça ortaya koyuyor. Bu kötü örneklerin yaşandığı 2000-2002 dönemi ile günümüzü karşılaştırdığımızda, İnternet kullanım ve İnternet’ten alışveriş penetrasyonları açısından dijital ticaretin artık çok daha güçlü bir zeminde yükseldiğini kabul etmeliyiz. Yine de firmaların piyasadaki değerlerinin, her dönemde sağlıklı bir gelir modelinden (ve ulaşılan cirolardan) geçtiğini unutmamalıyız.

5 Mart 2011 Cumartesi

Bilgisayarların Dönüşümünün Tarihçesini Biliyor Musunuz?

İnternet teorisi konusunda önemli akademisyenlerden olan Jonathan Zittrain'ın, teknoloji dünyasının ve İnternet’in tarihsel olarak nasıl bir gelişim gösterdiği hakkında İnternet’in Geleceği (The Future of Internet) isimli bir kitabı bulunuyor. Özellikle bilgi teknolojisi (IT) uzmanlarını mutlu edecek bir teknik derinlikle yazılmış bu önemli kaynağı okurken aldığım notları, aşağıda paylaşmak istedim.

iPhone lansmanı ile teknoloji alanında devrim yaratan Steve Jobs’un yine benzer bir paradigma değişikliğini bundan 30 yıl önce Apple II bilgisayarı lansmanı ile nasıl benzer şekilde yaptığını çok güzel açıklamış.

Yine aynı şekilde Robert Tappan Morris ile ilk kez 1988 yılında ortaya çıkan İnternet korsanlığının, doğuş ve gelişme hikayesini de çok başarılı şekilde aktarmış. Çıkışında yazılım yetkinliğine dair bir tür güç gösterisi olarak başlayan bu akımın, günümüzde nasıl parasal değeri olan (bot orduları yönetmek gibi) bir suç haline geldiği ve çıkış amacından saptığına da değinmiş.

Kitapta, başlangıçta iş için kullanılma amacıla tasarlanan bilgisayarların kişisel kullanım için nasıl evrimleştiği ve bu süreçte İnternet’in sağladığı katkı başarılı şekilde özetlenmiş. Zittrain, tarihsel süreçte bilgisayar dünyasındaki ilerlemeyi aşağıdaki gibi birbirini takip eden dönemlerdeki 3 modelde ifade etmiş:

Hollerith Modeli: Herman Hollerith 1890’larda oluşturduğu delgili kart (punch card) ve okuyucu aparatı sistemiyle makineleri programlamayı başaran ilk kişi. Oluşturduğu kiralama (leasing) modeli, özellikle ismi International Business Machines’in kısaltması olan IBM’in 1900’lerin başında ABD’deki bilgisayar dünyasını domine etmesine neden oldu. Bu iş modelinde firmalar, tüm yazılım ve destek hizmetleri ile birlikte makinaları da kiralıyorlardı, yani bilgisayarların satışı yapılmıyordu. Müşterilerin ihtiyacı olan tüm programlama değişiklikleri IBM tarafından sağlanıyordu.

Bu dönemde Amerika’nın en önemli telefon altyapı sağlayıcısı AT&T’nin sistemi de buna benziyordu. İnsanların evlerindeki tüm telefon cihazları bu firmaya aitti, yani telefonlar kiralanıyordu.

Teçhizat (Appliance) Modeli: 1930’larda güç kazanan bu modelde, istenen her işe uygun bir cihaz üretiliyordu. Bu cihazlar sadece üretildikleri amaç için çalışabiliyor ve daha sonra farklı konular için programlanamıyorlardı. Örnek olarak elektrikli daktiloların atası sayılabilecek ilkel yazı cihazı Flexowriter verilebilir.

Programlanabilir Bilgisayar Modeli: 1970’lerle birlikte yeniden programlanabilen bilgisayarlar ortaya çıktı. Standart olarak üretilen makinalar, ek programlar ile sonradan istenen ihtiyaçları karşılayacak hale getirilebilme fonksiyonunu kazandı. Böylece donanım ve yazılım iki ayrı alan olarak gelişme olanağı buldu. Burada Microsoft sektörde verdiği olumlu katkının da altı çizilerek iş modelinin, sistemin açık hale gelmesi yönünde yazılımcı ekosisteminin oluşmasına nasıl fayda sağladığı da belirtiliyor.

Bu arada kitabın, bilgisayar veya e-okuyucu üzerinden okumak isteyecekler için ücretsiz olarak buradan indirilebileceğini ekleyeyim.