30 Aralık 2012 Pazar

Sosyal Medya için Forrester'ın Önerdiği Stratejilerden Haberdar Mısınız?

Sosyal medya kullanımı arttıkça bu direk iletişim kanalının tüketicilere ulaşmak için nasıl bir strateji ile kullanılacağı, çok daha önemli hale geldi. Araştırma şirketi Forrester tarafından desteklenen sosyal medya stratejisi kitabı Groundswell (Ani Patlama), bu konuda önemli bir kaynak. Charlene Li ve Josh Bernoff tarafından yazılan kitapta sosyal etkinin kontrol edilme yolları; müşterileri analiz etme ve sosyal kanallar aracılığıyla etkileşim kurma metodları, onlarca firmanın yaşadığı örnekler ışığında bir araya getirilmiş.

Müşterileri Anlamak
Groundswell stratejisinde öncelikli amaç, insanları daha iyi anlamak. Social Technographics Profile aracı ile tüketicilerin aşağıdaki alt gruplara ayrılması sağlanıyor. Ve hedef kitlenin içerisinde bu grupların ağırlıklarının analiz edilmesi amaçlanıyor.

1) Yaratanlar (Creators): blog yazanlar, video yükleyenler
2) Hoşsohbetler (Conversationalists): durum güncelleyenler
3) Eleştirmenler (Critics): yorum yazanlar
4) Toplayıcılar (Collectors): oylayanlar
5) Katılımcılar (Joiners): profilleri bulunanlar
6) Seyirciler (Spectators): blog okuyanlar
7) İlgisizler (Inactives): hiçbir sosyal aktivite yapmayanlar

Aşağıda Social Technographics Profile aracından aldığım grafikte göreceğiniz gibi ABD'de genel kitle içerisinde Joiners ve Spectators ciddi bir orana sahipken, Avrupa'da genel kitlede Inactives çok yüksek.


Bu arada İspanya ve İtalya gibi Türkiye'ye benzeyen ülkelerde erkeklerin ağırlıklı olduğu gruplar Critics ve Spectators olurken; kadınlar Joiners ve Inactive gruplarında daha yüksek bir orana sahip.

Aksiyon Almak
Hedef kitle ile bu analiz üzerine kurulacak iletişim stratejileri için ise POST (people-objective-strategy-technology) isimli bir metod öneriliyor.

Örnek verecek olursak; kitapta 'Hedef bölümü (objective)' için yapılabileceklerin listesi ise şöyle:
Dinleme (Listening): sosyal raporlama araçları ile markayı gözetlemek
Konuşma (Talking): blog oluşturmak
Tetikleme (Energizing): marka ile ilgili raiting ve yorum eklentileri kullanmak
Destekleme (Supporting): marka hakkında forumlar oluşturmak
Kucaklama (Embracing): müşteriler arasında öneri yarışmaları düzenlemek

Son olarak, kitabı okurken kafamda oluşan bir değerlendirmeyi paylaşmak istiyorum:
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki firmaların çalışanları, kurumun kendi iletişim gücünden daha fazla fayda sağlayabilir. Yani kollektif olarak, tek bir mesajı; ücretli ve planlanmış kanallar aracılığı ile vermek yerine her çalışanın medya kanalına dönüştüğü bir yeni dünya düzenine geçiyor olabiliriz. Çok pazarlama bütçesi olan firmaların değil; çok çalışanı bulunan firmaların daha büyük medya gücüne sahip olduğu bir dünyanın olabileceğini yadsımamalıyız. Tıpkı çalışanlarına ürettikleri araçları satmak gibi bir ölçek ekonomisi rüyası ile iş dünyasını değiştiren Henry Ford'un yenilikçi üretim modeli gibi; bireysel pazarlamanın gücünü kullanmayı deneyecek firmalara hazırlıklı olmalıyız.

23 Aralık 2012 Pazar

Martin Lindstrom'dan Yeni Dönem Pazarlama Stratejileri Üzerine İpuçları

Lindstrom; benim de kısa bir yazı ile tanıttığım, dünyaca meşhur hale geldiği Buy.ology (Satın Alman Bilimi) kitabında pazarlamanın tüketicileri ne derecede etkileyebileceğinden bahsetmişti. Bu yıl Turkcell Akademi'ye de konuşmacı olarak katılan Martin Lindstrom'un yeni kitabının ismi, Brandwashed (Marka Tarafından Yıkanmış).

Kitapta firmaların, markaları tüketicilere tanıtırken izledikleri özel ve detaylı stratejilerin alt katmanlarına inilerek, günümüzde aslında tüketicilerin işinin ne kadar zorlaştığı anlatılıyor. Pazarlama uzmanlarının; reklam kampanyaları aracılığı ile tüketicilerin hayatlarından bir 'an'ı, markaları ile birleştirmeye çalıştıklarının altı çiziliyor.

Markalar ve ürünlerle ilgili algımız büyük oranda 7 yaş civarında şekilleniyormuş. Doğal olarak markaların, geleceklerine yatırım yapmaları için potansiyel müşterilerinin anne karnından bu döneme kadar geçen sürede kendileri ile tanışmasını sağlamak gibi bir stratejileri bulunuyor. 120 ülkede yapılan bir araştırmaya göre insanların yarısı çocukluklarından (18 aylık civarında) hatırladıkları markaları kullanıyor.
- Koku, mesajları iletirken çok net bir farklılaştırıcı faktör; örneğin alzheimer hastaları koku ile bağdaştırılan hatırlamalarda çok başarılı.
- Korku da markaların yoğunlukla kullandığı bir başka faktör. Özellikle gıda ve güzellik markaları, tüketicilere olumsuz (sağlıksız) bir gelecekten kaçınmak için talep etmeleri gereken fırsatı sunma algısını oluşturmaya çalışıyor. Örneğin Dole muzlarının sahip olduğu sarı rengin tonu (pantonesi) satışların gidişatını belirliyor. Hatta ilaç sektörü reklam ve pazarlamaya araştırma & geliştirme harcamalarının iki katını ayırıyor.
- Ses (müzik) de tüketicinin algısını etkileyen unsurlardan biri. Örneğin fast-food restaurantlarında çiğnemeyi hızlandıran canlı müzikler tercih edilirken, hazır giyim mağazalarında ağır ritimli müzik yayınlarının tercih ediliyor.
- Tanınmış kişilerin kampanyalarda kullanımının da etkili bir faktör olduğu ortada. İngiltere'de her beş reklam kampanyasının birinde ünlü kullanılırken, ABD'de bu oranın dörtte bir olduğu belirtiliyor.

Kitapta geçen en ilginç araştırma ise 1998 yılında Robert Sapolsky tarafından yapılmış. İnsanların yeni bir konu veya tecrübeyi algılamakta hangi yaşa kadar açık oldukları (openness) üzerine yürütülen bu çalışmada, insanların;
- müzik hakkındaki (türler, şarkıcılar, ...) yenilikleri 20 yaş civarında
- yeni hayat tecrübelerini / aksiyonu (piercing, dövme, yamaç paraşütü, ...) 23 yaş civarında
- yeni yemek zevklerini 39 yaş civarında
kapattıkları ortaya çıkmış. Markaların, hedef kitlelerin açık oldukları dönemlerde karşılaştıkları müzik, tad ve konulara eğişerek daha fazla beğeni yakalayabilecekleri belirtilmiş.

Brandwashed kitabının en dikkat çekici bölümü ise aşağıda fragmanını izleyebileceğiniz, tamamen ürün tanıtımına odaklanmış sahte bir aileyi konu edinen The Joneses filminin senaryosunu gerçek hayata taşımak üzerine. Lindstrom, ABD'de The Morgensons isimli bir test ailesinin çevrelerini nasıl etkileyebileceğine dair bir projeye imza atmış. Çarpıcı bir veri ile bitireyim; kitapta tüm detaylarını okuyabileceğiniz bu projede kullanılan analizlerden biri olan ChatThreads sayesinde tüketicilerin gün içerisinde pazarlama mesajlarına en açık oldukları saatlerin sabah 8-10 arasında olduğu görülmüş.

16 Aralık 2012 Pazar

Gilt'in Kuruluş Hikayesinden Haberiniz Var Mı?

Özel alışveriş siteleri, Türkiye'de son birkaç yıldır e-ticaretin büyümesindeki katalizörler olarak değerlendiriliyor. Bu siteler, giyim alışverişi gibi henüz e-ticarete kaymamış bir kategoriyi; kadın hedef kitleyi İnternet'e çekerek kısa sürede dijitalleştirmeyi başardılar. Bu e-ticaret modeli, aslında ilk kez 2001 yılında Fransa'da faaliyete geçen Vente-Privee ile ortaya çıktı. Modeli, 2007 yılında ilk olarak ABD'ye taşıyan Gilt Groupe ise kendini lüks markalarla farklılaştırmayı seçmişti. Gilt, hızla büyüyen üye ve ciro hacimleri ile birlikte; 2011 yılı itibariyle aldığı yatırımlar ile 1 milyar doların üzerinde bir şirket değerine ulaştı.

Gilt Groupe kurucuları Alexis Maybank (kendisi Webrazzi Summit 2012'ye konuşmacı olarak katılmıştı) ve Alexandra Wilkins Wilson, 2007 yılında hayata geçirdikleri projelerinin hikayesini, yazdıkları Yalnız Davetiye İle (By Invitation Only) isimli kitaplarında aktarmaya çalışmışlar.

Sitenin kurucularından birinin (aynı zamanda özel alışveriş konseptini ABD'ye getirme fikrinin sahibi) DoubleClick'in eski CEO'su olduğunu, bir diğer kurucusunun eBay'in farklı kategorilerdeki ve ülkelerdeki operasyonlarını yönetme tecrübesine sahip olduğunu ve bir diğerinin Louis Vuitton ve Bvlgari gibi firmalarda üst düzey yöneticilik yapmış olmaları bir yana; en başarılı üniversitelerden mezun olmuş ve daha önce başarısız İnternet projelerini tecrübe etmiş olduklarının altını çizmemiz gerekiyor.

Lüks markaları İnternet'e taşıyabileceklerine dair inançlarının temelinde, fiziksel alışverişte uzun yıllardır tasarımcıların kısıtlı ürünlerinin büyük indirimlerle satıldığı Örnek İndirim (Sample Sale) kampanyaları varmış. Lüks ürün tüketen kitlenin bunu bir özel etkinlikmiş gibi algıladığını ve Project Runway gibi TV programlarının başlamasıyla geniş kitleler arasında moda tasarımı ve marka algısının yükseldiğini değerlendirmişler.

Markaları özel alışveriş konseptine ikna ederken; elde kalan stokları, halihazırdaki marka algısını zedelemeden yeni bir platformda ve yeni bir kitleye sunma fırsatı öne çıkarmışlar. Yeni jenerasyonlarda İnternet'in hayatın ortasındaki rolü nedeniyle; üst segment markaların müşterilerinden edinecekleri yaşam boyu getiri değerini (life-time value), ortalama müşteri yaşını aşağı çekerek sağlayabileceklerini belirtmişler.

Girişimlerini geliştirirken Vente-Privee, Net-a-Porter ve Neiman Marcus gibi başarılı örneklerin yanında Boo.com gibi başarısız sektörel örnekleri de incelemişler.

Gilt Groupe, büyüme stratejisinde hayata geçirilebilecek tüm fırsatları denemiş; diğer ülkelerde faaliyete başlamış (Gilt Japonya), farklı kategorilere girmiş (Gilt Home, Jetsetter, Gilt City) ve farklı dikeylerde (çocuk, erkek) ürün gamını genişletmiş.

Satışların %65'i kampanyaların açıldığı ilk saat içerisinde yapılan sitede mobil ticaretin hacmi hafta sonları %50'ye ulaşıyormuş.

Kitap dışından bir not ile bitireyim. Özel alışveriş sektöründe Türkiye'den çıkan yerli girişimlerin hikayeleri de en az Gilt'in hikayesi kadar renkli. Merak edenler Markafoni'nin hikayesini bu yazıdan; Trendyol'un hikayesini ise bu röportajdan okuyabilirler.

9 Aralık 2012 Pazar

Dijital Dünya Nereye Gidiyor? Güncel 2012 Yılı Raporlarından Çıkarımlar

İnternet'in birçok sektörü daha da derinden etkilemesi nedeniyle 2012, dijital dünyaya dair analizlerin yapıldığı ve raporların daha sık yayınlandığı bir yıl oldu. Son dönemde yayınlanan raporların ilginç bulduğum noktalarını paylaşmak istedim.

Dünya Web Endeksi 2012
İnternet'in günümüzde kullanıldığı hale gelmesini sağlayan WWW protokolünü yaratan kişi olan Tim Berners-Lee geçen haftalarda bir toplantı için Türkiye'deydi. Tim Berners-Lee'nin kurucusu olduğu World Wide Web Foundation tarafından yayınlanan Web Endeksi Raporu, ülkeler için İnternet'in ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaya çalışıyor. Rapordan aldığım aşağıdaki tabloda sıralamada en üstte yer alan ülkeler ile Türkiye'nin notlarını bir arada görebilirsiniz.


Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

Business Insider Dijitalin Geleceği Raporu 2012
Business Insider; İnternet'in, medya ve ticaret alanlarını global olarak nasıl değiştirdiğini ve bu süreçte mobil cihazların işin içine ne oranda girdiğini gösteren güzel bir değerlendirme raporu yayınladı. 2012 yılı içerisinde e-ticaret sitelerinin ziyaretçi hacimlerinde, mobil cihazlardan gelen trafiğin sıçramasını aşağıdaki grafikte görebilirsiniz.


Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

Nielsen ABD Sosyal Medya 2012 Raporu
Nielsen'in, ürün ve hizmetlerle ilgili olarak sitelerde yapılan yorumları da sosyal ticaret konseptine dahil ettiği rapora göre sosyal paylaşım; ABD'de son bir yılda ciddi oranda artış göstermiş. İnternet kullanıcıları için mobil cihazların sosyal paylaşım sitelerine erişme konusunda ne kadar yüksek oranda tercih edildiğini gösteren aşağıdaki grafik, çok önemli bir trendi göz önüne seriyor.


Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

KPCB Mary Meeker Global İnternet Trendleri 2012 Raporu
Profesyonel kariyerini Morgan Stanley sonrasında, Trendyol'un da yatırımcıları arasında bulunan dünyaca ünlü fon KPCB'de sürdüren dijital trend uzmanı Mary Meeker'in bu yılki sunumu; son dönemdeki hızlı değişimlere odaklanmış. 2013 itibariyle aktif masaüstü ve dizüstü bilgisayarların adedini geçmesi beklenen mobil cihazların hacmi; mobil İnternet'in yakın gelecekteki önemine işaret ediyor.


Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

IBM ABD Özel E-Ticaret Günleri 2012 Raporu
E-ticaretin ciddi hacimlere ulaştığı ülkelerde, belli dönemlerde toplu indirim günleri organize ediliyor. ABD'deki bu özel günlerle ilgili bir yazıyı daha önce paylaşmıştım. Bu yıl Kara Cuma günündeki toplam satışlar geçen seneye kıyasla %20'den fazla artarken Siber Pazartesi gününde ise %30'un üzerinde arttı. Aşağıdaki grafik, bu artışta mobil cihazların ne kadar etkin bir rol oynadığını gösteriyor.


Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

GE Endüstriyel İnternet Raporu 2012
General Electric'in yayınladığı rapor, İnternet'in tüm dünyada ilaçtan üretime birçok endüstriyi nasıl değiştirdiğini ortaya koyuyor. Endüstriyel İnternet sayesinde akıllanan makineler, gelişen analiz algoritmaları ve kollaboratif çalışmanın mobil hale gelmesinin; 70 trilyon dolarlık global ekonominin yarıya yakınını etkilemesi bekleniyor. Aşağıdaki grafikte alt kategoriler için beklenen etkiyi görebilirsiniz.


Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

24 Kasım 2012 Cumartesi

2012 yılında E-Ticaret Üzerine Yayınlanan Raporlardan Derlemeler

Son dönemde karşıma çıkan birkaç araştırmayı; önemli gördüğüm noktalarıyla birlikte sizlerle paylaşmak istedim.

Think Insights - Growth of Online in Shopping 2012
Global olarak yapılan bir analize göre, 2010 ile 2012 yılları arasında İnternet'in müşterilerin satın alma öncesindeki araştırmalarındaki kullanımı ciddi oranda artmış. Bu oran fiziksel mağazalardan yapılan alışverişlerde %34'e ulaşmış.

Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

ComScore - eCommerce Trends Turkey 2012
Site trafiklerine bakıldığında son bir yıl içerisinde dünyada en hızlı büyüyen eticaret alt kategorisi gıda iken, Türkiye'de parfüm / kozmetik kategorisi ilk sırayı almış.

Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

Kantar Media - Online Shopping Intelligence France 2012
Fransa'da giyim kategorisi için yapılan bir araştırmada, İnternet'ten alışveriş yaptığını belirten tüketicilerin %90'ının araştırma yapmaya başladıktan sonra en geç bir hafta içerisinde satın alma işlemini bitirdiği ortaya çıkmış.

Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

Emarketer - Retail Ecommerce Sales By Product US 2012
ABD'de e-perakende sektörü üzerine yayınlanan bir raporda 2016 yılı itibariyle giyim kategorisinin 73 milyar dolara ulaşarak toplam e-perakende hacminin %20'sini oluşturacağı belirtilmiş.
Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

11 Kasım 2012 Pazar

Büyük Veri (Big Data) Kavramı ve 1984 Yılındaki E-Ticaret Vizyonu

Bilgisayarların (ve sonraki yıllarda İnternet'in) ticaretin her alanına girmesi, dijitalleşmenin avantajından kaynaklanan verilerin çoğalmasını ve firmalar tarafından kullanımını beraberinde getirdi. İlk başta tüm ticari süreçlere (tedarik, dağıtım, raporlama, CRM gibi) önemli bir verimlilik katkısı sağlayan veri akışı, çok kısa bir sürede gerçek zamanlı olarak geometrik oranda artan kontrolsüz bir güç haline geldi. Bu süreç aslında fizikten ekonomiye değin akademik dünyada uzun yıllardır karşılaşılan bir sorunun ticari yapıda ortaya çıkması olarak da düşünülebilir. Beklentileri daha gerçekçi hale getirmek veya geleceği daha iyi öngörme / planlama amacıyla kullanılan geniş veri kümelerinin analiz kabiliyetini çok yükseltmesi fakat aynı zamanda da karmaşıklaştırması olarak ifade edilen kavram, Büyük Veri (Big Data) olarak isimlendiriliyor. Son yıllarda birçok sektörün konuştuğu ortak bir fırsat veya sorun haline gelen Büyük Veri hakkında detaylı raporlar yayınlanmaya başlandı.

E-ticaret, tamamen Online dünya içerisinde bulunmasından dolayı çok daha kısa bir süre içerisinde Büyük Veri tartışmalarına katıldı. 2000'li yılların başından itibaren, İnternet üzerindeki ticaretin getirdiği veri büyüklüğü hakkında farklı yaklaşımlar içeren çalışmalar yapılmaya başlandı. Son yıllarda ise e-ticaret süreçlerini anlamayı güçleştiren bilgi yığınlarının daha anlaşılır kılınmasını amaçlayan anlayışlar ön plana çıkmaya başladı. Günümüze Büyük Veri (Big Data) ismi yerine; bu sürecin avantajlarını öne çıkaran fırsatları ifade eden Basit Veri (Simple Data) veya Akıllı Veri (Smart Data) isimlendirmeleri tercih ediliyor. Gelecekte (E)ticaretin, dijitalleşme yanında sosyal medya platformlarının tüketicilerin gerçek kimlikleri hakkındaki verileri erişilebilir kılması sayesinde tamamen kişiselleştirilebilir bir yapıya oturması bekleniyor. Bu ise ancak günden güne artan büyük hacimli verilerin zekice işlenmesi ile mümkün olabilecek.

Peki e-ticaretin geleceği üzerine düşünürken, İnternet'in varolmadığı günlerde bugünleri hayal etmiş kişilerin (fütüristlerin) değerlendirmelerini merak etmiyor musunuz?

Aşağıda, henüz İnternet'in kişisel kullanıma açılmadığı 1984 yılında yayınlanmış bir Bilim ve Teknoloji Ansiklopedisi yazısında; e-ticaret konseptinin ne kadar gerçekçi anlatıldığına göz atmanızı öneriyorum.

İnternet'ten alışveriş yapmanın ne kadar avantajlı ve kolay olacağının gerçekçi bir şekilde betimlenmiş olması bir yana, bugünün en ileri e-ticaret firmalarının depo ve lojistik süreçleri de inanılmaz bir şekilde bundan 30 yıl önce öngörülebilmiş.

18 Ekim 2012 Perşembe

E-Ticaret Firmaları İçin 2012 Yılı Yönetim, Ölçümleme ve Analiz Stratejileri

Zaman buldukça e-ticaret üzerine organize edilen etkinliklere katılmaya çalışıyorum. Sizlerle son katıldığım toplantılardan, önemli olduğunu düşündüğüm içerikleri paylaşmak istedim:

Google Think Retail
Figleaves eski CEO'su ve eCommera danışmanlık şirketinin kurucularından olan Michael Ross, konuşmasında perakendenin internet ile geçirdiği evrimi ve e-ticaretin önemli noktalarını aktardı. Uyulması gereken 7 prensibi anlatırken üzerinde durduğu temel nokta, artan verileri basit bir şekilde analiz edebilecek hale getirmenin metodolojisi oldu. Sunumdan aldığım aşağıdaki tabloda e-ticaret metriklerinin, basit ama bütüncül bir şekilde nasıl özetlenebileceğini görebilirsiniz. Sunumun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.


Webrazzi Summit 2012
Özellikle yatırımcıların (fonlar, melek yatırımcılar, ...) ağırlığına sahne olmaya başlayan Webrazzi Summit, bu yıl çok daha kalabalık bir ziyaretçi kitlesine ev sahipliği yaptı. Etkinliğin en verimli içeriklerinden birini Accel Partners'tan Philippe Botteri sundu. E-ticaret firmalarının dikkat etmesi gereken metriklerin çok güzel bir özeti olan aşağıdaki grafiğin içerisinde bulunduğu bu başarılı sunuma buradan ulaşabilirsiniz.


Learn with Google
Google Fransa'da internet firmalarının geri dönüş performanslarını artırmak için ajanslar ve pazarlama profesyonelleri ile birlikte çalışan Kevin Gentil Cantin'in sunumu, e-ticaret sitelerine optimizasyon için önemli bir yol haritası öneriyordu. Ölçümleme stratejisinde gözetilmesi gereken tüm konuları listeleyen alttaki tablo, aslında sunum boyunca anlatılan tüm süreci özetledi.

7 Ekim 2012 Pazar

E-Ticaret Firmalarının Pazarlama Stratejilerinde 2013 ve Ötesi

Önümüzdeki yıllarda e-ticaret firmalarının pazarlama stratejilerini etkileyecek üç ana konu; performans tabanlı trafik kanallarının çoğalması ve İnternet'e erişilen cihazların sayısının artışı ile birlikte ölçümlemede ortaya çıkan karmaşık dünya olacak.

Performans Kanallarının Sayısındaki Artış
Görüntülü reklamlar (banner reklamcılığı), arama motoru pazarlaması ortaya çıkana değin, yıllar boyunca Online reklamcılığın en önemli merkezi oldu. E-ticaretin gelişmesi ile Online reklamcılığın alternatif satış kanalı olarak kullanılmaya başlaması, performans temelli pazarlamayı kuvvetlendirdi. Bu nedenle geri dönüş açısından avantajlı olan arama motoru pazarlaması, İnternet reklamcılığı bütçelerinin büyük bölümünü kendine çekmeyi başardı. Banner reklamcılığının ciddi oranda kan kaybettiği bu düşüş dönemini bitiren gelişmeler, gerçek zamanlı fiyatlama (real-time bidding) sistemine geçilmesini sağlayan Adexchange gibi network'ler üstü yapıların ortaya çıkması yanında Retargeting gibi reklam teknolojilerinin yaygınlaşması oldu. Görüntülü reklamlar, bu sayede performans konusunda ek hacim getirecek kanallara dönüşmeye başladılar. ABD pazarında önümüzdeki dönemi gösteren aşağıdaki tablo, kanallarda beklenen gelişmeleri ortaya koyuyor.


Çoklu Cihaz Tecrübesinin Gelişmesi
Akıllı telefon penetrasyonundaki hızlı yükseliş yanında kişisel bilgisayarları ikame eder hale gelen tabletlerin kullanımında ciddi bir artış öngörülüyor. E-ticaret firmalarının ziyaret kaynakları içerisinde mobil ziyaretlerin ve ticaret oranlarının sürekli yükselmesi bir yana; bu cihazların her birinin ayrı kullanım tecrübesine sahip olması ise şimdilik göz ardı ediliyor. Ekran ebatları nedeniyle kullanım yerleri ve amaçları farklılaşan ekranların (cep telefonu, tablet, laptop, tv) her birinde yaşanan cihaza özel tecrübeler, her ekran için ayrı strateji kurulmasını gerektiriyor. Şüphesiz bu cihazların kullanımları arasında bir akıştan da söz edilebilir. Hatta son yayınlanan araştırmaların birinden aldığım grafik, cihazların kullanımları arasında da gerçek zamanlı bir ilişkinin varolduğunu ortaya koyuyor.


Karmaşıklaşan Ölçümleme ve Analizler
Özellikle son birkaç yıl içerisinde birçok firma, analizlerinde müşterilerinin sitelerine yaptıkları ziyaretlerin kaynaklarını detaylandırmaya başladı. İlk ziyaretin hangi kaynaktan gerçekleştiğinden son ziyarete kadar uzanan tüm akışı ortaya koyabilen raporlar, web analiz araçlarında standart haline gelmeye başladı (Örn. Google Analytics Çok Kanallı Dönüşüm Hunileri / Multi Channel Funnels). Atfetme (attribution) olarak adlandırılan bu konuyu daha önce bir yazı konusu yapmıştım. Ziyaretlerin ötesinde; diğer sitelerde yapılan Online pazarlama faaliyetlerinin, ziyarete dönüşmeyen kısımlarının da reklam sunucuları (adserver) aracılığı ile görüntülenmelere varıncaya kadar raporlanabildiği bir dünyada yaşıyoruz.

Yakın bir gelecekte birbiri arasında bir kullanım tecrübesi akışı sağlayan cihazların kullanımlarının artışı ile artık reklamın önce hangi kanalda görüldüğü veya tıklandığı değil, hangi cihazda bu tecrübenin yaşandığı da ciddi oranda önem kazanacak. Burada kısaca değindiğim ekranlar arası akış raporlaması da Avinash Kaushik'in belirttiği gibi aşağıdaki karmaşıklıkta bir tüketici davranışının anlamlı parçalara bölünerek ayrıştırılma analizini karşımıza çıkaracak.

16 Eylül 2012 Pazar

Türkiye'nin Dünya Çapındaki (E)Ticaret Potansiyelinin Farkında Mısınız?

TUİK, 2012 yılı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması verilerini yayınladı. Aşağıda, yıllara göre bir araya getirdiğim tabloda göreceğiniz gibi Türkiye'de internetten alışveriş yaptığını belirten tüketicilerin en çok sipariş verdiği kategori olan giyim & aksesuar, bu yıl %44,4'e ulaşarak daha da güçlenmiş. Bunun temel nedeni olarak, büyük oranda bu kategori ürünlerini satan özel alışveriş sitelerinin 2011 yılı son döneminde ülke çapında yaptıkları iletişim kampanyalarının; tüketici algısını giyim kategorisi üzerine çekmiş olmasını gösterebiliriz.


Giyim & aksesuar kategorisi, her ne kadar 2006 yılında ABD'de internet üzerinden en çok satış yapılan kategori haline gelmiş olsa da çok az ülkede Türkiye'de olduğu kadar kısa bir süre içerisinde ciddi atılım yaptı. Bunun en önemli nedenlerin biri tüketicilerin özel alışveriş modeli sayesinde %90'a varan indirimlerle alışveriş yapabilmeleriyse de hiç şüphesiz Türkiye'nin hali hazırda dünya çapında bir tekstil ülkesi olması da çok önemli bir faktör. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2012 yılında yayınladığı Tekstil, Hazır Giyim Sektörleri Raporu'nda dünya hazırgiyim ihracatının neredeyse %4'lük payı ile Türkiye'nin dünyanın 5. büyük ihracatçısı olduğu belirtiliyor. Nike, Puma, Benetton ve İnditex (Zara, Massimo Dutti, ...) gibi dünyaca ünlü markaların fason üretimlerinin ciddi bir bölümünün gerçekleştiği Türkiye, malesef perakendecilik alanında üretimdeki başarısının uzağında kaldı. Oysa hazırgiyim konusunda dünya çapında faaliyet gösteren (marka olan) aşağıdaki global perakende firmalarının büyük bölümü Avrupalı:
C&A / Hollanda, Gap / ABD, H&M / İsveç, Mango / İspanya, Marks & Spencer / İngiltere ve Zara / İspanya

Sektörün, halihazırdaki potansiyeli nedeniyle internet alışverişinin en büyük parçası haline gelmiş olması bir yana; e-ticaret sayesinde ülke olarak karşılaştırmalı avantajı bulunan Türkiye'den, hazırgiyim kategorisinde dünya çapında perakende markaları ortaya çıkabileceğini düşünmek hiç de yanlış olmayacaktır. Bir başka ifade ile internet sayesinde Türkiye'nin üretim avantajını son tüketiciye ulaştırabilecek global bir iletişim (marka oluşturma) ve satış (e-ticaret) kanalına kavuştuğunu değerlendirebiliriz.

Peki, başka hangi sektörlerde fırsat var?
Capital dergisinin bu ayki sayısından aldığım yandaki tablo, Türkiye'nin tekstil ve hazırgiyim dışında plastik, doğaltaş ve mücevher sektörlerinde de dünyanın önde gelen üretim ülkelerinden biri olduğunu gösteriyor. İnternet, ülke olarak bu sektörlerdeki göreli avantajı kullanarak son tüketiciye ulaşmak için en rahat platform olacaktır. Belki de gelecekte interneti global bir stratejinin kalbine oturtacak Türk şirketleri ortaya çıkarak Tupperware veya Tiffany & Co. gibi dünya çapında markalar haline gelecekler.

1 Eylül 2012 Cumartesi

Kimler Geldi Kimler Geçti?

Bu yaz Türkiye e-ticaret sektörünün gündemine damga vuran haber, Zidaya ve
Evimister gibi ona yakın siteyi faaliyete geçiren Almanya merkezli Rocket Internet yatırım firmasının, tüm Türkiye operasyonunu kapatacağının açıklanması oldu. Şüphesiz yabancı bir firmanın Brezilya, Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde operasyonlarına şimdilik devam ederken çok kısa bir süre faaliyette kaldığı Türkiye'den çıkma tercihinin olumlu ve olumsuz sonuçları olacak. Fakat son birkaç yılda ciddi bir büyüme gerçekleştiren Türkiye İnternet ve perakende sektörlerinin benzer durumları daha önce de tecrübe ettiğini hatırlamakta yarar var.

2009 yılında dünyanın önemli İnternet markalarından Yahoo'nun Türkiye operasyonunun tam olarak faaliyete geçemeden durdurulması ile uluslararası iş ağlarından olan Xing'in 2010 yılında Türkiye operasyonunu kapatması benzer çıkışlar olarak düşünülebilirken; Google Türkiye ofisinin 2006 yılından beri faaliyette olduğunun altını çizmeliyiz. Özellikle e-ticaret sektöründe son dönemde birbiri ardına birçok olumlu gelişme yaşanıyor. Dünyanın en önemli e-ticaret firmalarından eBay, uzun yıllardır küçük ortağı olduğu Gittigidiyor'u 2011 yılı içerisinde satın almayı tercih ederken; Avrupa'nın en önemli e-ticaret gruplarından olan Otto, 2009 yılında Limango ile Türkiye'ye giriş yapmıştı. Hatta Otto Grubu, 2012 yılı içerisinde Türkiye'deki yatırımlarını artırıp Ogli isimli bir e-ticaret altyapı platformu ile sanal bir alışveriş platformu olan Arabulvar projelerini hayata geçirdi.

Perakende sektöründe 2011 yılında yaşanan benzer bir faaliyet durdurma kararı da çok konuşulmuştu. Dünya'nın en önemli tüketici elektroniği perakendecilerinden olan Best Buy'ın yaklaşık 2 yıl boyunca yüze yakın personel ile ön çalışmasını yaptığı Türkiye operasyonu, faaliyete başladıktan kısa bir süre sonra ani bir karar ile henüz 2 fiziksel mağazası açık olduğu halde kapatılmıştı. Sektör lideri Teknosa, (Kapanma sonrasında Best Buy'ın mağazalarını da devralmıştı) bu yıl içerisinde halka arzını gerçekleştirirken yurt dışı merkezli Media-Saturn firmasının Türkiye satışlarının başarılı bir grafik yakaladığı belirtiliyor. Hatta araştırma firması Gfk'nın son açıklamalarına göre 2012 yılı 2. çeyreği itibariyle Türkiye tüketici elektroniği sektöründeki genel büyüme, rekor düzeye erişmiş durumda.

Yerel örneklere dönecek olursak, Türkiye'de e-ticaret sektörüne ciddi yatırım yapan bir firma tarafından benzer bir faaliyet durdurma kararı ile 2008 yılında karşılaşmıştık. Teknoloji Holding'in Tio.com.tr ve Kolaytedarik.com gibi e-ticaret projelerine yatırım yapan girişim sermayesi şirketi olan Embrio, ciddi adetteki çalışanına rağmen 2008 yılında birkaç proje dışındaki faaliyetlerini durdurmuştu. O dönemde Türkiye İnternet ve e-ticaret sektöründe kalifiye istihdam sıkıntısı yaşayan birçok firma, Embrio çalışanlarının bünyelerine katılımı ile projelerini hızlandırma fırsatı yakalamışlardı.

15 Ağustos 2012 Çarşamba

E-Ticaret, Fiziksel Dünyadan Nasıl Güç Alabilir?

Elektronik ticaret sektörünün büyüme rakamlarındaki sıçramalar, e-ticaret firmalarını daha farklı projeler geliştirebilmeleri için yüreklendiriyor. Son dönemde üzerinde konuşulan, örnek alanlarda hayata geçmiş bu projeleri bir araya getirmek istedim:

Groupon.com Alışveriş Kioskları
Fırsat modelinin global lideri Groupon, internet üzerindeki iş modelini fiziksel dünyaya taşımak için kiosklardan yararlanmaya başladı.


Ebay.com Aynı Gün Teslim Opsiyonu
Kullanıcıdan kullanıcıya ticaret konusunda dünyanın en büyük markası olan eBay de aynı gün teslimatı içeren ebay now isimli modülünü Beta yayına aldığını duyurdu. Aslında bu model uzun yıllardır, özellikle süpermarketler tarafından teslimat saatlerinin bile belirlenebileceği kadar detaylı olarak uygulanıyordu.


Amazon.com Aynı Gün Teslim Opsiyonu
Siparişlerin aynı gün içerisinde teslim edilebilmesine olanak sağlayan Amazon Local Express Delivery hizmeti ABD'de test edilmeye başladı.


Amazon.com Teslim Kutuları
Dünya e-ticaret sektörünün en büyük markası, Amazonlocker isimli projesi ile artık teslimat sorunu yaşayan müşterilerine bir çözüm sunmayı deniyor. Aynı firma geçen sene başlattığı pilot uygulama çerçevesinde kutularını 7-Eleven mağazaları içerisine yerleştirmişti.

5 Ağustos 2012 Pazar

M-Ticaret mi Daha Büyük Yoksa S-Ticaret mi?

Dijital dünyaya taşınan sosyal ilişkilerin (social), lokasyona bağlı özelleştirmelerin (local) ve akıllı mobil cihazların zenginleştirdiği özelliklerin (mobile) bir arada kullanılması, iletişimden ticarete her alana olumlu katkı sağlıyor. Tüm dünyada en çok kabul gören trendlerden biri haline gelen SOLOMO yaklaşımının farklı uygulamalarını, daha sık görmeye başladık. Bu kavramın alt bileşenleri hakkında ben de kişisel değerlendirmelerimi paylaşmak istedim.

Mobil ticaret (m-ticaret), klasik e-ticaret anlayışından çok daha geniş bir potansiyele sahip.
- Mobil ticaret kavramının kapsamı içerisinde mobil cihazlar kullanılarak yapılan İnternet alışverişi yanında, alışveriş akışını zenginleştiren lokasyondan / haritalardan faydalanma, fiyat karşılaştırma gibi kullanımlar da yer almakta. Bunların yanında cep telefonlarının dijital cüzdan veya ödeme aracı olarak kullanımları konusu da gitgide daha fazla önem kazanıyor.
- E-ticaretin toplam perakende içindeki oranı, ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde %10 dolaylarına ulaşmış olsa da ticaretin büyük bölümü hala dijital dünya dışında (offline) olarak gerçekleşmekte. Akıllı telefonların alışveriş tecrübemizi geliştirecek kullanımlarının artışına paralel olarak daha fazla alışveriş, dijital dünyadan etkileniyor olacak.
- Gerek telefon ekranlarının ebatından kaynaklanan zorluklar, gerekse mobil cihaz dostu olmayan sitelerin yaşattığı olumsuz deneyim; mobil cihazlar üzerinden yapılan alışverişi kısıtlıyor. M-ticaret'te tüketiciler için alışveriş süresini ve potansiyelini düşüren bu dezavantaj, tablet cihazlar üzerindeki alışveriş (t-ticaret) tecrübesi ile ortadan kalkıyor. Üstelik üst segment markaların fiziksel alışveriş tecrübesinde yaşattıkları konfor, tabletler ve interaktif videolar aracılığı ile artık dijital dünyaya aktarılıyor.


Sosyal ticaret (s-ticaret), sosyal medya / platformlardaki ticaretin çok ötesinde bir kapsama sahip.
- Sosyal platformlar üzerinde açılan web mağazaları ciddi satış performansına ulaşmakta zorlanıyor, alternatif satış kanallarına dönüşemediler. Bunun temel nedeni, iletişim kurmak amacıyla bulunulan bir platformun tüketicileri alışverişe yönlendirmesinde yatan güçlük.
- Sosyal medya platformlarının üyelik altyapılarını diğer sitelere açarak, platforma giriş yapan kullanıcıların web'deki diğer sitelere otomatik olarak giriş yapmasını sağlayan ve bu profillerin sosyal medya siteleri dışındaki davranış verilerini de bir araya getiren uygulamalar genişliyor. Bu ortak profiller, her ne kadar kişisel mahremiyet konusunda tartışmalar yaratsa da web sitelerinde üyelik veya başka bilgilerin her ziyarette girilme verimsizliğini de düşürecek bir avantaj sağlıyor.
- Sosyal medyanın tüketiciler hakkında sağlayabileceği yeni verilerin sosyal CRM adı altında incelenebileceğine dair beklentiler, henüz verilerin yeterli düzeyde kullanılamaması sebebiyle karşılanamadı. Oysa dijital sosyal çevrelerimizin algılarına veya alışverişlerine nasıl bir etkimiz olduğunu analiz edip bu bilgileri markalama ve satış amaçlı kullanabilmenin sağlayabileceği verimlilik artışı tartışılamaz. Dijital ağımızdaki kişilerin özelliklerini ve özel günlerini içeren bilgileri süzüp arkadaşlarını alışverişe yönlendirecek önerilerde bulunabilecek mekanizmalar geliştirildikçe sosyal alışverişin etki alanı da genişleyecektir.


Yerel ticaret (y-ticaret), lokasyon bazlı özelleştirme gücü ile KOBİ'ler için iletişim fırsatı.
- Küçük ve orta ölçekli işletmeler; faaliyet alanları coğrafi olarak sınırlı olduğu ve belirli pazarlama bütçelerine sahip olmadıkları için tanıtım konusunda sorun yaşıyorlar.
- Lokasyon bazlı pazarlama metodlarını geliştiren uygulamalar sayesinde KOBİ'lerin daha hedefli ve kazançlı tanıtım ve satış kampanyaları yapmaları mümkün hale gelecek.
- Küçük ölçekli firmalar, İnternet'in doğal avantajı olan kolay ölçümleme sayesinde bölgesel mesajlarını daha iyi özelleştirip mobil ve dijital billboard'lar gibi farklı kanallardaki etkileşimi birlikte kullanma şansına sahip olacaklar.

13 Temmuz 2012 Cuma

Arama Motorlarının İktisada Katkısı

Haberboyu Sitesi'nde geçen ay konuk yazar olarak yayınlanan yazımı sizlerle paylaşmak istedim.

Arama Motorlarının İktisada Katkısı
İnternet arama motorları artık insanların bilgiye ulaştıkları ortak kanal oldu. Tüketiciler her tür ürün ve hizmetlerle ilgili bilgi ihtiyaçlarını arama motorları aracılığı ile karşılıyor. Hatta son araştırmalara göre bu pratikliğin insanoğlunun hatırlama / hafıza kullanımı üzerinde ciddi etkileri oluşmaya başladı. Bu nedenle arama motorlarına gerçek zamanlı içgörü araçları da diyebiliriz. Çünkü hangi konuya ilgi duyduğumuzu anlayabileceğimiz ilk kaynak haline geldiler. İnternet kullanıcılarının neredeyse tamamı araştırma yaparken arama motorlarını kullanıyor. Son yıllarda İnternet kullanıcı adedindeki artış ve İnternet kullanıcılarının kullanımlarda daha uzmanlaşmış hale gelmesi; arama motorlarının kullanımını daha da artırdı. Google’ın anahtar kelime aracından aldığım aşağıda örnek ekran görüntüsünde Türkiye’de arama hacimlerinin ne noktaya geldiğini görebilirsiniz.


Dünyadaki aramaların büyük bölümünün yapıldığı Google.com'daki aramaların hacminde zaman içerisinde görülen değişim, uzun yıllardır İçgörü Aracı sayesinde herkesin erişimine açık. Bu veriler birçok araştırmacı için farklı bir dünyanın kapılarını da açtı. Arama motorlarının kullanımları sayesinde makro trendlere ulaşılabileceğine dair detaylı araştırmalar 2008 yılında ABD’de bulaşıcı hastalıklar üzerine yazılan bir makale ile başladı. Google’ın bu analizi daha da ilerlettiği çalışma ile meşruluğunu ilan edip birçok alandaki analizlerin önünü açtı. Hatta bu araştırmayı daha anlaşılır hale getiren Flu Trends görsel sitesi yayına alındı.

Arama motorlarının birçok kişinin gözünden kaçan en önemli katkısı iktisat bilimine oldu. Bu siteler, ekonometrik modellerin en problemli noktası olan hata teriminin (error term) etkisini ciddi şekilde düşürebilecek bir veri genişlemesi sağladı. Tüketicilerin tercihlerine ait veriler; gerçek zamanlı, kesintisiz seriler halinde ve erişilemeyen parametrelere sağlıklı ikame edilebilecek hale geldiler. Kısaca, daha sağlıklı öngörüde bulunmayı sağlayacak önemli bir ek veri kümesine kavuşuldu. Arama motorlarının iktisadi olarak temsil kapasiteleri ve ekonometri dünyasına getirdikleri katkılara dair yazılmış makaleleri yazının sonunda linkleri ile bulabilirsiniz.

Arama motoru verileri ile makro trendlerin analizi konusunda ortaya çıkan en son gelişme ise arama evreninde hangi kelimelerin arama trendlerinin birbirleriyle uyum gösterdiğine dair otomatik bir regresyon aracının geliştirilmesi oldu. Google Correlate sitesi sayesinde artık herhangi bir kelimenin arama hacmine paralel değişim gösteren başka kelimeler çok kısa bir süre içerisinde arama tabanından çekilebiliyor. Bu gelişme, iktisat bilimi için hep teoride kalan gerçeğe çok yakın ve sürekli kendini revize eden ekonometrik modellerin oluşturulabileceği idealine ne kadar az kaldığını da göstermiyor mu?

Dünyaca ünlü ekonomist Hal Varian'ın yukarıda bahsettiğim aracı özetleyen videosunu bu sayfada izleyebilirsiniz.


MAKALE LİSTESİ

2000 - A Review of Web Searching Studies and a Framework for Future Research

2005 - Using Web-based Search Data to Predict Macroeconomic Statistics

2008 - Using Internet Searches for Influenza Surveillance

2009 – Forecasting Private Consumption: Survey-based Indicators vs. Google Trends

2009 - Google Econometrics and Unemployment Forecasting

2009 – More Diseases Tracked by Using Google Trends

2009 – Query Indices and a 2008 Downturn: Israeli Data

2009 - The Future of Prediction: How Google Searches Foreshadow Housing Prices and Sales

2009 – Predicting the Present with Google Trends

2009 – Predicting initial claims for unemployment benefits

2010 – In Search of Attention

2010 – Information Demand and Stock Market Volatility

2010 - Predicting consumer behavior with Web search

2010 – The Past as Prologue? Business Cycles and Forecasting since the 1960s

2010 – Potential Impact of the Gulf Oil Spill on Tourism

2011 – Google Correlate Whitepaper

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Dünyaca Ünlü Pazarlama Gurularını Tanıyor Musunuz?

Pazarlama konusunda vizyoner yorumlar yapmış, bugün kabul gören fikirleri geliştirmiş veya yeni pazarlamanın dinamiklerini belirlemiş profesyonellere günümüzde guru diyoruz. Zamansızlığın en önemli problem olduğu iş dünyasında, guruların katkılarını öğrenebilmek için yazdıklarını ilk elden okumak pek de mümkün değil. Bu ihtiyaçtan yola çıkılarak önemli pazarlama yöneticilerinin kitaplarının bir kısmı, Chris Murray’in The Marketing Gurus (Pazarlama Guruları) isimli kitabında özetlenmiş. Bu özet kitabı, aynı zamanda örnek stratejilerin ve tecrübelerin alt alta sıralandığı bir paylaşım havuzu. Bu kitabı okumaya dahi vakti olmayanlar için ise aşağıdaki listede kronolojik olarak guruları, kitaplarını ve yenilikçi yaklaşımlarını paylaşmak istedim.

1991
Regis McKenna - Relationship Marketing: Strategies for the Age of the Customer (İlişki Pazarlaması: Müşteri Çağı İçin Stratejiler)
Şirketlerin yönlendirdiği 1970’lerin ekonomisinden 1990’ların müşterilerin yönlendirdiği (customer-driven) ekonomiye geçişini anlatıyor. Müşterilerin ihtiyaçlarını göz önüne alan, sadece reklamla beslenmeyip ürünleri geliştirmeyi içine alan pazarlama yaklaşımını özetliyor.

Faith Popcorn - The Popcorn Report (Mısır Patlağı Raporu)
Bireyselleşme (cocooning), doğaya dönüş, yavaş ve sağlıklı yaşam gibi günümüzde çok önemli hale gelen tüketici trendlerini içeren vizyoner bir pazarlama yaklaşımından bahsediyor.

Geoffrey A. Moore - Crossing the Chasm (Boşluğu Geçerken)
Teknoloji ürünlerindeki kendine özgü adaptasyon sürecini (adoption life cycle) detaylandırıyor. Başarılı pazarlama yaklaşımı ile ürünlere ilk adapte olan kitle (early adopters) ile öncü çoğunluk (early majority) arasındaki boşluğun / kopukluğun (chasm) giderilebileceğini belirtiyor.

1993
Thomas Stanley - Networking with the Affluent (Nüfuzlu ile Bağlantı Kurmak)

Don Peppers & Martha Rogers - The One to One Future (Birebir Gelecek)
Klasik kitle pazarlamasının yerini müşterilerle birebir / özelleşmiş pazarlamanın aldığını temel alan bir yaklaşım getiriyor. Erişim maliyeti yerine (cost of reach) etkileşim maliyetini (cost of response) gözetmek gereken bu bireyselleşmiş pazarlama yaklaşımını, müşteri ilişkileri yönetiminde (CRM) diyalog olarak ifade ediyor. Müşterileri elde tutmanın en ucuz maliyetli strateji olduğu mesajını veriyor.

1995
Guy Kawasaki - How to Drive Your Competition Crazy (Rekabeti Nasıl Kızıştırırsınız)
Klasik pazarlama yaklaşımlarının dışına çıkıp ürünün ve rakiplerinin gerçek kullanıcısı olarak müşterilere ve ihtiyaçlarına gerçekten empati kurmayı öneriyor. Ortaya çıkması gereken yeni ürün / özellik, belli oranda süregelen işe zarar verebilecekse de (self-canabilizing), orta vadede başarılı olabilmek için bunu göze almanın gerektiğini belirtiyor.

Murray Raphel & Neil Raphel - Up the Loyalty Ladder (Sadakat Merdiveninin Tepesine)
Pazarlamanın en önemli noktasının müşteri sadakati olduğunu belirtip kazanılan müşterileri elde tutmak için onlarla düzenli iletişim kurma (four-mula) stratejisinin nasıl çizilmesi gerektiğini açıklıyor. 'Müşterilerin bir ürünü kullanmayı bırakması için onlara gerçek nedeni / fırsatı ürün sahibinin kendsi verecektir' tezini destekliyor.

Michael Treacy & Fred Wiersema - The Discipline of Market Leaders (Pazar Liderlerinin Disiplini)

1997
Johny K. Johansson & Ikujiro Nonaka - Relentless (Merhametsiz)
Klasik pazarlamadaki statik pazar araştırmasına dayanan quantitatif keskinliğin yumuşatılıp, içgörülere dayanan ve ürünlerin sorun çıkaran taraflarının düzeltilerek ürünlerin mükemmel hale getirilmesini amaçlayan bir yaklaşımı savunuyor. Öncülerden / rakiplerden kopyalanan (churning) ürün veya özelliklerin üzerinde yapılacak geliştirmelerin ilerlemeyi hızlandırdığını savunuyor.

1998
Larry Downes & Chunka Mui - Unleashing the Killer App (Ölümcül Uygulamayı Serbest Bırakmak)
Sektörlerin ve firmaların dijital sayesinde iş modellerini veya diğer stratejilerini kökünden değiştirebilecek yeniliklere sahip olabileceğini Moore ve Metcalfe Yasaları üzerinden açıklıyor.

2000
Jack Trout & Steve Rivkin - Differentiate or Die (Farklılaş ya da Öl)
Firmaların, iletişim bombardımanı (overcommunication) altında kalan tüketicilerin algısında ürünlerini farklılaştırmalarının ve bunu yaparken de olabildiğince basit bir mesaj etrafında stratejilerini uygulamalarının önemini belirtiyor. Benzersiz satış noktası (unique selling point) gibi birçok konuya değinerek farklılaşma yöntemlerini paylaşıyor.

Emanuel Rosen - The Anatomy of Buzz (Kendinden Bahsettirmenin Anatomisi)
Sosyal medyanın yaygın kullanılır hale geldiği günümüzde adından sıkça bahsettiğimiz bir anda yükselen algının (buzz) pazarlamadaki önemi üzerine ilk yorum yapanlardan biri. Bulaşıcı pazarlama (viral marketing) ve yemleme (seeding) gibi yöntemlerin yerini açıklayıp kulaktan kulağa / ağızdan ağıza pazarlama stratejisinin altını dolduruyor.

2002
Seth Godin - Purple Cow (Mor İnek)
Ürünlerin reklamlarla satılmaya alışıldığı günümüzde dikkat edilmeyen en önemli konu potensiyel müşterilerin ihtiyaçlarının çoğuna sahip olması. Bu yeni pazarlama dünyasında firmalar için en önemli pazarlama stratejisi, tüketicilerin fark edeceği ürünler geliştirme ve müşterilerin izin verdikleri şekilde bu ürünler hakkında bilgilendirilmesi (permission marketing) olmalı.

2003
Clive Humby & Terry Hunt & Tim Phillips - Scoring Points (Sayı Yapılan Noktalar)

Philip Kotler & Fernando Trias de Bes - Lateral Marketing (Yanal Pazarlama)
Segmentler üzerinden kurgulanan tek üründen alt kategorilere uzanan, klasik dikey pazarlama (vertical marketing) anlayışının yerine; müşterilerin ihtiyaçları üzerine kurgulanan, yepyeni bir ürün veya sektör yaratmayla sonuçlanabilecek yanal pazarlama (lateral marketing) yaklaşımı getirilmeli. Doymuş pazarda (saturated market) kısıtlanmış stratejilerle iş yapmak yerine; yeni pazarlar oluşturabilecek, ürünler arasında sinerji yaratabilecek stratejiler takip edilmeli.

2004
Lisa Johnson & Andrea Learned - Don't Think Pink (Pembe Düşünmeyin)
Hanelerdeki alışverişin büyük oranda karar vericisi olan kadın tüketiciler, günümüzde cinsiyet üzerinden pazarlama (gender marketing) stratejilerine ev kadını klişesi araclığı ile tepki vermeyi bıraktı. Bu konudaki yeni stratejileri açıklanırken, ürünün sadece kadınlar için olduğunun net belirtildiği görünür pazarlama (visible marketing) ve ürünlerin özelliklerinin kadınların ihtiyaçlarını karşıladığı şeffaf pazarlama (transparent marketing) gibi alt başlıklar da detaylandırılıyor.

Sergio Zyman - Renovate Before You Innovate (Yeniden Yaratmadan Önce Onarın)

30 Haziran 2012 Cumartesi

Türkiye Tüketici Elektroniği Sektöründe E-Ticaret Dönüşümü

Türkiye'de son yıllarda e-ticaret denildiğinde akla giyim ve aksesuar sektörü gelse de tüketici elektroniği kategorisi hala ciddi bir hacme sahip. İndirimli ürün satışının yerini yavaş yavaş sezon ürünlerinin satışına bırakmasının beklendiği önümüzdeki e-ticaret döneminde, tüketici elektroniği sektörü ciddi bir ivme yakalayabilir. Çünkü Türkiye'de TUIK raporlarına göre İnternet'ten alışveriş yapanların %28'i elektronik ürün aldığını belirtiyor.

Tüketici Elektroniği Pazarı ve E-Ticaret
2011 yılı itibariyle GFK'nin raporuna göre 12.5 milyar dolar, Deloitte'nin araştırmasına göre ise 9 milyar dolar seviyelerinde olan tüketici elektroniği sektörü; toplam perakende sektörünün aşağı yukarı %5'ini oluşturuyor. Oysa bu kategori, e-ticareti domine eden kategorilerden biri; dünyada e-ticaret pastası içerisindeki payı %20'den fazla. Hatta uzmanlığı bu alan olan global firmaların web satışları her yıl %20'ler dolayında büyürken toplam cirolarındaki artış %2 düzeyinde kalıyor.

Tüketici Elektroniği ve Türkiye'deki E-Ticaret Siteleri
Türkiye'de İnternet üzerinde gerçekleşen tüketici elektroniği ticareti, ilk e-ticaret sitesi olan Infoshop.com.tr'den günümüze kadar, ikinci el ürünler konusunda bambaşka açılım yaratan listeleme olanağı veren Sahibinden.com ve teklif modelini getiren GittiGidiyor dışında, genel B2C sitelerinin önderliğinde gelişti. Sektör lideri Hepsiburada.com ile şu anda faaliyette olmayan Bascuda.com, Weblebi.com, Koysepete.com ve Estore.com.tr bu kategoride ciddi cirolara ulaştılar. Daha sonra da Ereyon.com.tr, Hızlıal.com ve Webdenal gibi elektronik ürün tedariği yönünden güçlü sitelerle bu trend devam etti. Hatta İstanbul Bilişim tüketici elektroniği konusunda ciddi bir algı yaratıp marka bilinirliğini fiziksel mağazalar açmaya kadar götürebildi. Bu dönemde www.pazartesisendromu.com gibi ses getiren web projeleri hayata geçti. Teknoloji ürünleri sektörü, düşük kar marjları nedeniyle başka sektörlerdeki / kategorilerdeki indirimlere ulaşamasa da son yıllarda fiyat odaklı hale gelen İnternet alışveriş trendine kayıtsız kalamadı. Limangotech'in özel alışveriş modelini teknoloji ürünlerine taşıması ve bunu Go220 gibi sitelerin takip etmesi yanında Sabancı Grubu'nun tüketici elektroniği özelindeki e-ticaret sitesi Kliksa'nın açılması sektöre bambaşka bir ivme kazandırdı. Ayrıca son yıllarda farklı sektörel dinamikler nedeniyle sorun yaşayan projeler sektöre geniş çaplı problemler yaşatmadan durduruldular.

Klasik Tüketici Elektroniği Perakendecileri ve E-Ticaret
Türkiye tüketici elektroniği sektöründe yabancı firmaların önemli bir ağırlığı bulunuyor. Bunun yanında birçok perakende firmasının web mağazaları, en büyük ciroyu yaptıkları mağazaları haline geldiler. Yerel perakendeciler, son yıllarda fiziksel mağaza adetlerini hızlı bir şekilde artırmaya yönelik bir strateji izlerken İnternet satışlarını artıracak ve fiziksel mağazalar ile entegrasyonu sağlayacak sitelerini geliştirmeyi de öncelikleri arasına aldılar. Teknosa bu yıl web sitesini ayrı bir mağaza gibi konumlamak yerine fiziksel mağazalarını daha fazla destekleyici hale getirdi. Vatan Computer son yıllarda web-mağaza entegrasyonunu ilerletip e-ticaret uzmanlarının katkısı ile performansını artırıp Online konumunu güçlendirdi. Bimeks ise sosyaleşen site tasarımı yanında Bi Dakka gibi hızlı teslimat kampanyaları ile web'de farklılaşma yoluna gitti. Gold tasarım ve altyapı yenilenmesiyle web sitesini tam bir e-ticaret sitesi haline getirdi. Yabancı perakendecilerin diğer ülkelerdeki durumları ile karşılaştırıldığında, Türkiye'de web satışı konusuna henüz yeterince yatırım yaptıklarını söyleyemeyiz. 2012 yılı itibariyle sadece Darty'nin İnternet sitesinden alışveriş yapılabilmekteyken Electro World de birkaç gün önce e-ticaret sitesini yayına aldı. Dixons Grubu'nun fiziksel mağaza ve web mağazası etkileşimi konusunda ciddi bir tecrübesi bulunduğunun altını çizelim. 2011 yılına kadar global olarak web satışından uzak duran, fakat geçen yıl Almanya sitesini faaliyete alan MediaMarkt & Saturn'ün de Türkiye'de son dönemde ısınan bu web rekabetine uzak kalmayacağını değerlendirmek yanlış olmayacaktır.

16 Haziran 2012 Cumartesi

Ücret Ödemeden E-Ticaret Sitesi, Web Sitesi ve Mobil Site Sahibi Olabileceğinizi Biliyor Musunuz?

Google, Garanti Bankası, Yurtiçi Kargo, IdeaSoft ve SadeceHosting işbirliği ile birkaç gün önce hayata geçen 'İşinizi İnternete Taşıyın' projesi sayesinde artık Türkiye'de faaliyet gösteren tüm işletmeler ücretsiz şekilde e-ticarete başlayabilecek. www.isinizinternette.com.tr sitesi üzerinde basit bir arayüz ile anlaşılır şekilde oluşturulan web dükkanına, sanal ödeme ve kargo sistemlerinin entegre edilmiş olması; normalde karmaşık olarak değerlendirilen bu süreci çok kolaylaştırmış. Projenin bir diğer önemli tarafı da e-ticarete şimdilik başlamayı planlamayan, hatta henüz İnternet sitesi bile bulunmayan firmalara ücretsiz web sitesi kurma fırsatı vermesi. Bu sayede Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun getireceği yükümlülüklerin konuşulduğu son dönemde, Türkiye'de yüzbinlerce işletmenin web site sahibi olma ihtiyacına ciddi bir çözüm sağlanmış.

Peki ya ücretsiz mobil web sitesi?
Günümüzde en önemli trendlerden biri de şüphesiz mobil cihazlar üzerinden İnternet kullanımının hızlı artışı. Bu konuda Türkiye'deki firmaların hali hazırdaki sitelerini nasıl mobil cihazlara uyumlu hale getirebileceğine dair ipuçlarını içeren www.gomo.com.tr sitesi geçen hafta yayına girdi. Portalda özellikle sitenizin mobil cihazlara uyumluluğunu test edebileceğiniz ve özel bir rapor almanızı sağlayacak GoMoMetre'yi denemenizi öneriyorum. Sitenizi belirtilen detaylarda mobil uyumlu hale getirmek için ücretsiz bir desteğe ihtiyaç duyuyorsanız projenin uluslararası sayfasında o da yer alıyor. HowToGomo sitesindeki site oluşturma modülü sayesinde halihazırdaki web sitenizin kolayca mobil cihazlara uyumlu versiyonunu oluşturup yayına alabilirsiniz.

1 Haziran 2012 Cuma

E-ticaretin Geleceğine Dair Günümüzdeki Trendler Üzerinden Öngörüler

Günümüzde e-ticaret sektöründe ilk örneklerini gördüğümüz uygulamaların bir kısmı, gelecekte önemli yoğunlukta kullanıma sahip olacak. Bu yazıda son dönemde ilgimi çeken (gelecek vaadettiğini düşündüğüm) birkaç trendi sizlerle paylaşmak istedim:

Tabletler, ana bilgisayar tipi / formatı olma yolunda.
2011 yılında dünyada %350 yıllık büyüme oranı ile yaklaşık 70 milyon tablet bilgisayar satılırken kişisel bilgisayar adedi bir önceki yıl ile aynı düzeyde kalarak 350 milyon oldu. Mary Meeker’in bu hafta yaptığı 2012 İnternet Trendleri sunumunda belirtildiği üzere ABD’de tablet sahipliği %30’a ulaşmış durumda. Tablet bilgisayar sektörünün son dönemde yaşadığı sıçramayı sadece iPad ile ilişkilendirmek yanlış olacaktır. İnternet tarayıcılarının gelişmesi ile birlikte artık birçok işlemi bu platformlar üzerinde yapabilir hale geldik. HTML5 gibi teknolojiler sayesinde gelecekte masaüstü uygulamaların yerini tarayıcılar üzerindeki uygulamaların alacağı bir çok kişinin ortak görüşü.


Mobil cihazlardan gelen trafik, site analiz raporlarını karıştırıyor.
Akıllı telefonların ve tablet bilgisayarların kullanımındaki artışa paralel olarak site trafiklerinde mobil ziyaretçilerin oranı her geçen gün artıyor.
Bu hafta düzenlenen E-ticaret Konferansı ve Fuarı’nda konuşma yapan E-Tailing Group Başkanı Lauren Freedman, ABD’de e-ticaret sitelerindeki mobil ticaretin oranının %10’a yaklaştığını belirtti. Hatta bazı sitelerde m-ticaret cirolarının oranı %50’yi bile geçmeye başladı. Bu durumun en çok etkilediği alanlardan biri de analiz raporları. Mobil ziyaretçilerin davranışları, masaüstü veya dizüstü ziyaretçilerinden çok farklı olduğu için bu iki segmenti, tüm raporlarda ayrıştırarak değerlendirmeye başlamak daha sağlıklı olacaktır.


Sanal ürün ticareti hacmi artıyor.
Oyunlaştırma (gamification) konseptinin bu kadar popüler hale gelmesinin temelinde sosyal platformlar üzerindeki uygulamalarda ve MMORPG oyunlarında yeni bir gelir modelinin ortaya çıkması yatıyor. Facebook’un halka açılmadan önceki analizlerinde 557 milyon dolar olarak belirtilen 2011 yılı ortaklık gelirlerini, büyük oranda bu sosyal uygulamalarda ticareti yapılan sanal ürünlerin satışı oluşturuyor. Sadece fiziksel ürün satışı ile sınırlanmayan yeni e-ticaret siteleri, yenilikçi sanal ürün satış stratejileri ile önemli bir ek katma değer yaratabilirler.


Bilgisayarlar ve mobil cihazlar, bireysel POS makineleri haline geliyor.
E-ticaret sektöründeki güvenlik kaygısını en aza indiren Online alternatif ödeme sistemlerinin kullanımı hızla artsa da firmalar, bu konuda fiziksel çözümler de geliştirmeye devam ediyor. POS özelliğini yeni ultrabook bilgisayarlara entegre eden Intel ve MasterCard, artık tüketicilerin kredi kartlarını kişisel bilgisayarlarında kullanmalarını sağlamış. Her ölçekteki firmanın herhangi bir bankadan fiziksel POS cihazı almadan mobil cihazlara monte edilen basit bir aparat yardımı ile kredi kartlarından ödeme alabilmesini sağlayan yeni teknoloji şirketi Square de firma tarafı için portatif bir çözüm yaratmış.

E-ticaretin karşı konulamayan büyümesi, fiziksel mağazaları showroom’lara çeviriyor.
Fiziksel perakendeciler, e-ticaret kanalının diğer kanallara kıyasla ciddi oranda artan cirosu ve düşük maliyeti sebebiyle fiziksel alanlarını azaltacak şekilde şirket kurgularını revize etmeye başladı. E-ticaret firmaları da müşterilerine doğal bariyerleri olan Online dünyayı aşıp entegre alışveriş yaşatabilmek için gerek özelleşmiş alışveriş tecrübesini gerekse showroomvari sergileme noktalarını hayata geçirmeye başladılar.

E-ticaret firmaları büyürken alışveriş içerikli sitelerdeki reklamlar da artıyor.
Google’ın global Ad Exchange ve AdSense verilerine dayanarak hazırladığı son rapora göre alışveriş üzerine sitelerde yayınlanan reklamların oranı bir önceki yıla göre %37 artarak en çok yükseliş gösteren kategori olmuş. Alışveriş kategorisindeki sitelerdeki yıllık artış mobil reklamlar için ise yine en çok gelişme kaydeden alan olarak %69 düzeyinde sıçrama yapmış. E-ticaret siteleri, doğrudan geri dönüşümünü ölçümleyebildikleri için İnternet reklamcılığına en çok yatırım yapan kategoriyi oluşturuyor. Alışveriş içerikli sitelerdeki reklamların artışı, e-ticaret sitelerinin pazarlama harcamalarının da son bir sene içerisinde tüm dünyada ciddi oranda arttığının bir göstergesi.

10 Mayıs 2012 Perşembe

Türkiye E-Ticaret Sektörü Üzerine 2012 Yılında Yapılan Araştırmaları Biliyor Musunuz?

Türkiye'de İnternet üzerindeki alışveriş hacmi arttıkça eksikliğini çektiğimiz araştırmalar konusunda da ciddi gelişmeler yaşanmaya başladı. Yıllarca sadece BKM verilerine dayanan analizler, artık daha başka araştırmalarla geliştirilebilecek. Bu sayede ülkemizdeki potansiyeli fark edecek yeni yatırımcıların da katılımı ile e-ticaret sektöründeki büyümenin uzun soluklu olarak devam etmesini sağlayabileceğiz. Ulaşabildiğim araştırmalardan önemli noktaları aşağıda paylaşmak istedim:


BKM 2012
BKM verilerine göre 2011 sonu itibariyle Türkiye'de 50 milyon kredi kartı ve 80 milyon banka kartı bulunurken B2B işlemlerinin de içerisinde yer aldığı toplam yıllık sanal POS işlem tutarı, 13 milyar dolar seviyesine ulaşmış.


GFK E-Ticaret Araştırması 2012
MasterCard 2. e-ticaret Günü'nde GFK tarafından 2012 yılında yapılan araştırmanın sonuçları paylaşıldı. 2011 yılı sonuçları ile karşılaştırıldığında İnternet'ten alışveriş yaptığını belirtenlerin profilinde şöyle bir değişim var: kadınların oranı artarken çalışanların oranı azalmış, aynı paralellikte C2 segmenti genişlemiş. Özel alışveriş sitelerinin son dönemde yapmış olduğu TV reklam kampanyaları, İnternet alışverişi için ucuzluk algısını güçlendirdiği için İnternet sitelerini yeni bir müşteri kitlesi ziyaret etmeye başladı. Bu kitle  nedeniyle alışverişlerde kapıdan yapılan nakit ödeme oranı %9'lara ulaşırken, İnternet müşterilerinin %70'i aylık 300 TL altında alışveriş yapanlardan oluşur hale gelmiş. Bu arada son dönemde İnternet alışverişinin temel dinamikleri de değişime uğramaya başladı. Örneğin birkaç yıl öncesine kadar İnternet'ten alışverişin güvenilirliğini sorgulayan tüketiciler, artık hangi sitenin güvenli olduğu noktasında bir kararsızlık yaşıyor.


McKinsey İnternet'in Etkisi Araştırması 2012
McKinsey'in birçok ülkeyi içine alan araştırması, İnternet'in toplam milli hasılaya ne ölçüde etkisi olduğunu analiz ediyor. ABD'de %3.8, İngiltere'de %5.4, Brezilya'da %1.4 ve Rusya'da %0.8 olan bu oran, Türkiye için %0.9 olarak hesaplanmış. İnternet'in toplam ekonomik büyümeye katkısına gelince ise Türkiye için %1.5 olarak ifade edilen bu oran; İngiltere'de %22.7, ABD'de %14.9, Brezilya'da %2.4 ve Rusya'da %0.9 olarak belirtilmiş. Bu analizlerin 2010 yılı verilerine dayanması üzerinde bir kez daha düşünmemizi zorunlu kılıyor. Çünkü 2011 yılı itibariyle ciddi sayıda yabancı yatırımcının ülkemize giriş yapmış olması ve son bir iki yılda hızla artmış olan İnternet alışverişi müşterisi hacmi; analizdeki faktörlerin Türkiye lehine; tüm resmi değiştirebilecek kadar geliştiğine işaret ediyor.


TNS Tüketici Alışverişi Araştırması 2012
TNS'in Türkiye'de gerçekleştirdiği tüketici analizi araştırması, İnternet'in tüketici elektroniği satın alırken tüketiciler için ne kadar önemli hale geldiğini destekliyor. Türkiye'de İnternet kullanıcıları arasında her beş alışverişten biri İnternet'ten yapılırken akıllı telefonların bu Online alışverişler içerisindeki payı %20 düzeyine ulaşmış. Cep telefonu alacak tüketicilerin %90'ı ise ön araştırmayı İnternet'ten yapıyormuş.


TNS Tüketici Araştırması 2011
TNS'in 2011 yılı içerisinde sunduğu araştırma sonuçlarına göre tüketicilerin %38'i gelecek 12 ay içerisinde giyim ve aksesuar kategorisinden bir ürünü İnternet üzerinden alacağını belirtirken ev eşyası kategorisi için bu oran %26 olarak ortaya çıkmış. Bu araştırmada ortaya çıkan ilginç saptamalardan biri de İnternet'ten alışveriş yapmadığını ifade eden kişilerin, ilk neden olarak fiziksel dokunma / test eksikliğini belirtmesi olmuş. Yıllardır hep tüketiciler için bariyer olarak en önde dile getirilen ödeme konusundaki endişeler dördüncü sıraya inmiş.

22 Nisan 2012 Pazar

Apple'ın Hikayesinden Bilinmeyen Ayrıntılar

Teknoloji sektöründeki birçok kişi, dünyanın en değerli şirketi olan Apple'ın bugünlere nasıl geldiğini merak ediyor. Walter Isaacson'un Steve Jobs'un hayat hikayesini anlattığı ve son dönemde satış rekorları kıran kitabı, Apple şirketi hakkında bir çok bilgiye ulaşmamızı sağlıyor. Bir yandan dahi olarak nitelendirilebilecek bir girişimciyi yakından tanırken diğer yandan Apple hakkında kapsamlı bir bilgiye ulaşmak için kitaplığınıza katmanızı önereceğim bu kaynaktan birkaç ilginç notu aşağıda ve yazarın kendi özetini Harvard Business Review nisan sayısında bulabilirsiniz.


  • Steve Jobs aslında Apple'ı programlayan kişi değilmiş, bu kişi ortağı Steve Wozniak'mış.
  • Jobs ve Wozniak'ın üniversite yıllarında ilk para kazandıkları projeleri Mavi kutu (The Blue Box) isimli birlikte icat ettikleri ücretsiz telefon konuşması yapmayı sağlayan cihaz olmuş.
  • Jobs, Atari'de iş hayatına başlarken Wozniak HP'de çalışmış. 
  • Krakout ya da Arkanoid olarak bildiğimiz oyunun ilk halini Jobs ve Wozniak yazmışlar (Freelance olarak iki kişilik Pong oyununu tek kişilik hale getirmişler). 
  • İlk bilgisayarlarını 1975 yılında topladıkları parçalardan ve katıldıkları açık kaynak kodu üzerine toplantılarda edindikleri bilgilerden meydana getirmişler.
  • Apple Şirketi, 1976 yılında kurulmuş ve ilk bilgisayar üretimleri Apple I aynı yıl piyasaya sürülmüş.
  • Apple II (klavye ve monitörden oluşan ilk bütünlüklü kişisel bilgisayar), 1977 yılı içinde piyasaya sürülmüş.
  • Apple'ı dünya çapında üne kavuşturan 'grafiksel arayüz' aslında ilk kez Xerox'un PARC isimli araştırma birimi tarafından Xerox Star bilgisayarında kullanılmış.
  • 1985 yılında IBM bilgisayarları için Windows (grafiksel) işletim sistemi lanse edildiğinde buna en çok bozulan Jobs olmuş.
  • Steve Jobs, 1985 yılında Apple şirketinden profesyonellerin tercihi ile uzaklaştırıldıktan yıllar sonra, 1996 yılında NeXT işletim sisteminin satın alınması ile tekrar şirkete dönmüş.
  • Ürünlerin başındaki i (iPhone, iMac, ...), bu cihazların veya uygulamaların İnternet'e bağlı olduğunu ifade ediyormuş.
  • 1998 yılında lanse edilen iMac ilk altı ayda 1 milyon adete yakın satışa ulaşmış.
  • Steve Jobs, bilinen giyim tarzı / imajı için (siyah kazak, kot pantalon, ...) ünlü tasarımcı Issey Miyake ile çalışmış.
  • İlki 2001 yılında açılan Apple Store'ların 2010 yılı itibariyle şirketin cirosuna katkısı %15 dolayındaymış. Mağaza projesi ile 2 yıl boyunca yakından ilgilenen Jobs'un, merdiven tasarımı konusunda iki patente sahip olması işinde ne derece titiz olduğunu göstermiyor mu?
  • iPhone'larda neden Adobe Flash yok diye merak edenler için not: 1999 yılında Adobe'dan iMac'te kullanmak için Premier yazılımını uyarlamasını isteyen Jobs'a; kullanıcı hacmi düşük olduğu için olumsuz yanıt verilmiş. Apple, benzer sorunlardan ötürü tüm yazılımları kendi içerisinde yapmayı tercih etmiş. (iMovie, iDVD, iPhoto, ...)
  • Steve Jobs'un 2001 yılında lanse edilen iTunes'un potansiyeline olan inancının temelinde; ABD'de satılan boş CD adedinin, toplam nüfusun çok üzerine çıktığını fark etmesi yatıyormuş.
  • Apple'ın büyüme sürecinde de doğru şirket satınalmalarının olumlu etkisi varmış: SoundJam ile iTunes ve iPod; FingerWorks ile iPhone ve iPad ortaya çıkmış.

15 Nisan 2012 Pazar

Gelecekte Hangi (Tip) Şirketler Kalıcı Olacak?

Girişimcilerin ve iş dünyası profesyonellerinin ortak ihtiyacı, gelecekte başarılı olacak sektörleri veya şirketleri bugünden fark edebilmek. Rauf Ateş'in Gelecek 500 kitabında yer alan aşağıdaki bilgiler, bu şekilde bir öngörüde bulunmanın çok da kolay olmadığını gösteriyor:

100 yıl önce dünyanın en büyük 100 şirketinin bugünkü performansına bakınca sadece %20'si ayakta kalmayı başarmış. Türkiye'de 50 yıl önce ilk 100 arasında bulunan şirketlerin %85'i ise günümüzde bu listeden düşmüş.

Amerika'nın ilk 500 şirketi listesi; 1960'larda petrol, ağır sanayi sektörleri ağırlıklıyken 2009 yılı itibariyle perakende, teknoloji ve hizmet sektörlerinden şirketler yoğunlaşmış. Türkiye'de ise en ciddi düşüş tekstil / giyim sektöründe yaşanmış.

Dünyada ve Türkiye'de geçmişte faaliyet gösteren şirketlerin büyük bölümü aile şirketleriyken bugün bu oran iyice düşmüş. Bu konuda en ilginç detay ise dünyanın en büyük şirketlerinden olan Wal-Mart, Fiat, Peugeot, Cargill, Gap ve Ikea'nın birer aile şirketi olmaları.

Şirketler, yıllar içerisinde bambaşka sektörlere kayabiliyormuş. Nokia'nın ilk faaliyet gösterdiği sektörler ormancılık ve otel işletmeciliğiyken; American Express, önceleri taşımacılık sektöründe ve Hewlett Packard (HP) ise kaynak ekipmanı işindeymiş.

IBS World'ün son raporunda kısa vadede ölmeye aday sektörler olarak DVD satış, video oyun ve gazete yayıncılığı gösteriliyormuş.

Rauf Ateş, sektörlerin veya firmaların, günümüzde bahsedilen listeye daha kolay girip çıkabilmelerinin nedeni olarak 10/10 Kuralı'nın 1/1 Kuralı'na dönüşümünü göstermiş. Bu dönüşüm sürecini şöyle özetleyebiliriz: Eskiden onlarca yıllık ARGE süreçlerinin sonunda ortaya çıkan ürünlerin kullanım ölçeklerinin belli bir büyüklüğe ulaşması için de onlarca yıl gerekiyordu. (Örneğin Sony, ilk videosunu bulduğunu 1969'da açıklarken Betamax'i piyasaya 1975 yılında sürdü; bu ürünün evlerde kullanılması ise 1985 yılını buldu.) Oysa artık şirketler ya da yazılımlar, birkaç yılda kuruluyor / geliştiriliyor / bulunuyor ve yayılma için ise yine birkaç yıl yetiyor. (Örneğin Instagram kurulalı bir kaç yıl olduğu halde 40 milyon üzerinde kullanıcıya ulaşıp 1 milyar dolar değere satılabildi.)

Kitapta sektörel olarak verilmiş, yıllar içerisindeki değişime ait veriler ışığında teknoloji ve İnternet şirketlerinin son dönemde ne kadar önemli bir sıçrama yaptığının altı çiziliyor. Ayrıca, farklı sektörlerde birçok ülkeden başarı ve başarısızlık hikayeleri yer alıyor.