29 Aralık 2015 Salı

E-Ticaret firmalarında neden Mobil Ticaret Yöneticisi pozisyonu olmalı?

Mobil internet kullanım tecrübesi, bildiğimiz bilgisayar kullanma tecrübesinden çok farklı.
Mobil cihazları kullanan tüketicilerin kullanım alışkanlıkları; fiyat karşılaştırması veya lokasyona dayalı araştırma gibi anlık etkileşim yanında yoğun oranda cihazlar-arası geçişi içeriyor.


Mobil ticaretin evrimi, masaüstü veya dizüstü bilgisayarlardaki alışverişe kıyasla yeni, kendine özgü bir yapıyı işaret ediyor.
Mobil web sitelerinde veya uygulamalarda en çok satan ürün veya hizmetler; site genelindeki en popüler kategoriler olmayabilir. 2015 yılının mobil perakendecisi seçilen Starbucks'tan bahsettiğim konuşmanın da yer aldığı IAB Singapur mobil eğitim günü özetine göz atabilirsiniz.



Mobil varlıkların (mobil siteler ve mobil uygulamalar) yönetimi, bu konuda özelleşmiş bir tecrübe gerektiriyor.
Google'ın Asya Pasifik sitesine yazdığım bu yazıda, mobil varlıklar için dikkat edilmesi gereken önemli noktaları paylaştım.



Mobil pazarlama, dijital pazarlamadan daha çeşitli dinamiklere sahip.
Mobil için pazarlama stratejilerinden reklam kreatiflerine kadar uzanan önemli bir farklılık söz konusu. Bu konuda benim de içeriğine katkıda bulunduğum Capital Dergisi'nde yayınlanan aşağıdaki yazıya göz atabilirsiniz.



Mobil cihazların kullanım alışkanlıkları, performans değerlendirme faktörlerinin ve başarı kriterlerinin değişmesine yol açıyor.
Mobil, cihazların ekran genişliklerinin de etkisiyle, kullanıcıların daha sık fakat daha kısa süreli etkileşim kurdukları bir platform. Bu nedenle standart başarı kriterlerinin dışında değerlendirme yapmak önemli.


Mobil teknolojiler veya mobil altyapılar bambaşka platformlarda geliştiriliyor.
Flash'ın artık kullanılmadığı bir altyapı olan mobil için reklam kreatifleri ve websiteleri alanında HTML5 kilit önem kazanırken, mobil uygulamalar SDK altyapılarında çalışıyor.


Mobil pazarlama veya ticaret ölçümlemesi karmaşık bir yapıya sahip.
Çoklu cihazların, dijital pazarlama ve ticari satış kanallarının birbiriyle etkileşimi yanında fiziksel dünya ile ilişkiyi de içeren ölçümleme yöntemlerine dair Girişim Savaşçısı programında yaptığım sunumu, aşağıda inceleyebilirsiniz.


27 Kasım 2015 Cuma

E-Ticaret Cirolarının Artış Gösterdiği Özel Dönemler

Tüketicilerin alışverişlerini en çok artırdığı dönemler özel günler. Bu dönemleri temel olarak Sevgililer Günü, Anneler Günü; Yılbaşı gibi başkalarına hediye alınan ve Sezon Sonu İndirimleri gibi tüketicilerin kendileri için alışveriş için yaptıkları dönemler olarak ikiye ayırabiliriz. Özel günlerin dinamikleri birbirinden farklı olsa da firmalar açısından sağladıkları hacim ciddi bir önem taşıyor. 

İnternet satışlarının en önemli artışları da yine bu özel dönemlerde gerçekleşiyor. İnternetin ölçeğinin büyüklüğü ve kişiselleştirme maliyetinin fiziksel perakendeye göre daha avantajlı olması sebebiyle dijital dünyada bilindik özel günler dışında özel alışveriş günleri yaratmak ve organize etmek daha kolay

Görsel: theguardian.com

E-ticaret ekosistemine yeni müşteriler kazandırmak veya halihazırdaki internet müşterilerinin alışveriş frekanslarını artırmak
 amacıyla yaratılmış dünya çapıda etki uyandıran özel günlerin en bilinenleri şöyle:

Siber Pazartesi (Cyber Monday): ABD / Kasım ayının son pazartesi. İnternet üzerinde satış yapan firmaların ABD ve İngiltere başta olmak üzere 2005 yılından beri Shop.org gibi farklı birliklerle organize edilen genel indirim günü. 2014 yılında 2 milyar dolar ticari hacmi geçmişti.

Yeşil Pazartesi (Green Monday): ABD / Aralık ayının ikinci pazartesi. 2008 yılında eBay tarafından ayrıştırılmaya başlanan ve birçok kategoride indirimleri içeren yılbaşı alışverişi günü. 2014 yılında 1.6 milyar dolar ciroya yaklaşmıştı.

Bekarlar Günü (Singles Day): Çin / 11 Kasım. Ali Baba Grubu'nun global bir marka haline getirdiği ve 2015 yılında sadece bu grubun 14.3 milyar dolar ciroya ulaştığı özel gün.

Aşağıdaki grafiği ülkelerin en yüksek internet ciro hacmine sahip günlerinin analizinden aldım:



Asya Pasifik Bölgesi'nden ilgili bilgilerle devam edecek olursak; her yıl düzenli olmasalar da internetten alışverişi desteklemek için aşağıdaki gibi özel günler organize ediliyor.

Büyük İnternet'ten Alışveriş Festivali (Great Online Shopping Festival): Hindistan ve Singapur / Aralık ayı. Önce Hindistan'da organize edilmeye başlanan ve daha sonra Singapur'un da dahil olduğu özel indirim günü.

Ulusal İnternet'ten Alışveriş Günü (National Online Shopping Day): Endonezya'da organize edilen özel gün. 

Tıklama Kuşatması (Clickfrenzy): Avustralya'da organize edilen indirim günü.

Ulusal İnternet'ten Alışveriş Günü (National Online Shopping Day): Vietnam'da düzenlenen özel alışveriş günü.

İnternet'ten Alışveriş Festivali (Online Shopping Festival): Filipinler'e özel indirim günü.


Eticareti desteklemek ve büyütmek adına Türkiye'de de aşağıdaki gibi benzer özel gün projeleri organize edilmeye çalışıldı.

Mastercard e-fest: Üstüste birkaç yıl süren ve birçok büyük eticaret firmasının iştirak ettiği ortak indirim dönemini tanıtmak amacıyla önemli iletişim kampanyaları da düzenlendi.

Online Alışveriş Festivali: TTNET'in öncülüğünde internet sektörüne farklı bir soluk getirmek için gerçekleştirilen özel alışveriş festivali.


Bunların dışında; eticaret firmalarının kendileri de doğrudan özel günler yaratmaya çalışıyor. Hindistan'dan Flipkart'ın Büyük Milyar Günleri (The Big Billion Days), Japonya'dan Rakuten'in Süper İndirim Etkinliği (Super Sale Event) ve Türkiye'den N11'in Yılın En Uğurlu Günü projeleri güncel örnekler arasında sayılabilir.


27 Ekim 2015 Salı

Türkiye E-Ticaret Sektörünün Yeni Trendi Pazaryerleri ve Ali Baba

Son yıllarda global e-ticaret pazarını, Amazon ve Ali Baba sürüklüyor. Bu arada bir ekleme yapayım; Ali Baba Grubu içerisinde elektronik ticaretten ödeme sistemlerine uzanan farklı kollarda faaliyet gösteren onlarca şirket bulunuyor. Alibaba B2B pazaryeri modeline, Taobao C2C pazaryeri modeline, Tmall B2C pazaryeri modeline ve AliExpress Çin dışında faaliyet gösteren B2C pazaryeri modeline sahip e-ticaret siteleri. Grubun pazarlama iletişiminden sorumlu başkan yardımcısı Porter Erisman'ın kaleme aldığı kitap olan Alibaba's World (Ali Baba'nın Dünyası), son dönemin bu popüler şirketinin başarı hikayesini içeriden birinin gözünden anlatması açısından çok ilginç. Aşağıdaki gibi çok fazla kişinin bilmediği bilgilere de arka planda yaşanan olumlu ve olumsuz olayları okuyarak ulaşma şansınız oluyor: 

  • Taobao projesinin eBay ile rekabet sonucunda ortaya çıkması. 
  • İşbirliklerinin başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle Yahoo'nun Çin'de faaliyetini durdurmak durumunda kalması.
  • Silikon Vadisi'nde açılan ofisin birkaç yıl içerisinde kapanması.
  • Ali Baba'nın 2007 yılında Hong Kong'da borsa ile ilk tanışmasının olumsuz sonuçlanması.

Yukarıda bahsettiğim dünyanın en büyük e-ticaret şirketlerinin en önemli farklılaşma noktaları, iş modelleri. Pazaryeri (marketplace) modeli olarak adlandırılan bu modelde irili ufaklı birçok satıcı siteyi potansiyel müşterilerine ulaşmak için bir satış platformu olarak kullanıyor. Ana e-ticaret firması ise temelde siteye trafiği sağlayıp alışveriş ödemelerini tahsil ediyor. Bunun dışında başarıyı getiren ek noktalar olarak; Amazon önerme teknolojisi ve lojistik tesislerine çok ciddi yatırım yaparken Ali Baba ödeme sisteminden mobil teknolojilere uzanan bir ekosistem yaratmış durumda.

Türkiye e-ticaret sektörünü yakında takip ediyorsanız, son birkaç yıldır görülen en önemli değişimin pazaryeri modeline kayış olduğunu fark etmişsinizdir. Bunu kaçırmış olanlar için bir haber özeti yapmaya çalıştım: Uzun yıllardır ağırlıklı olarak bu modelde faaliyet gösteren Gittigidiyor'un 2014 yılı verilerinde hala hız kesmeyen bir performans görülüyor. Son yıllardaki en önemli yabancı e-ticaret yatırımı olan N11 ise ilk günden itibaren bu modelin en başarılı uygulayıcılarından biri. PTT'nin e-ticaret ayağı olan ePTTAVM de planlama aşamasından itibaren bir pazaryeri olarak kurgulanmıştı. Sabancı Grubu'nun önemli e-ticaret atılımı olan Kliksa da yakında üzerinde çalıştığı bu modele geçiş yapacağını açıklamıştı. Ve son olarak Türkiye'nin en köklü e-ticaret firması olan Hepsiburada 2015 yılı içerisinde pazaryeri modeline geçmişti.

Şimdi sırada modeli destekleyip farklılaşılacak yatırım alanlarının belirlenmesi var. Bu da gerçekleştiğinde; belki de Türkiye e-ticaret sektörü için yıllardır beklediğimiz sıçramayı bu toplu yönelime borçlu olacağız.

27 Eylül 2015 Pazar

Omni-Channel Hakkındaki Yeni Trendler ve Okunması Gerekli Kitaplar

Artık Perakende Birlikleri dahi perakendecilikte e-ticaretin ana süreçlere entegrasyonu ile ilgili stratejilerden bahsediyor. Bu entegrasyon süreçlerinin en tepe noktası olan Omni-Channel yaklaşımı ise tüketicilerin odağa alındığı yeni bir yapıyı ifade ediyor. Tüketicilerin sadece alışverişlerine göre segmente edildiği bir dünyadan; marka veya mağazalarla etkileşimde olan fakat alışveriş yapmayan kişileri de içeren çok daha geniş bir hedef kitleyle ilgili lokasyon, beğenme ve ödeme tercihleri gibi birçok konuda analiz yapma olanağına kavuşulan bir dünyaya geçiş yapıyoruz. Bahsettiğim yeni dünyadaki en güncel eğilimlere göre akıllı telefon kullanıcılarının ciddi artışı ile bu cihazlardaki kamera, sensör, GPS gibi özellikleri sayesinde tüketiciler hakkında daha fazla bilgiye erişebilme fırsatına kavuşulduğunu görüyoruz. Akıllı telefonların perakende tüketici süreçlerinde artan rolü ile ilgili son raporlardan daha detaylı içgörüler alabilirsiniz.

Omnichannel yaklaşımının iki önemli bacağı; alışveriş yapmayan kişileri de ölçümleyebilmek ve tüketicilerle tamamen kişiselleştirilmiş şekilde iletişim kurabilmek.

Ölçümleme her ne kadar dijital analiz araçları sayesinde basitleşmiş ve herkesin kullanabileceği bir hale gelmiş olsa da alışveriş süreçleriyle ilgili benzer araştırmaların tarihi çok daha eskiye uzanıyor. 1970'lerde davranışsal psikolog Paco Underhill'in kurduğu Envirosell şirketi, fiziksel mağazalar içerisine kurduğu kamera sistemleri ve gözlemcilerin değerlendirmeleri ile kullanıcı anketlerinden oluşan ve 40 parametre için kayıt yapan büyük bir veri tabanı oluşturmaya başladı. Bunu Shopper Marketing kavramının ilk testi olarak düşünebiliriz. İşlenen veriler ürünlerin yerlerinden, raf yüksekliklerine, hatta satış elemanlarının müşterilere temas ettikleri vücut pozisyonlarına kadar alışveriş süreçlerinin (satışa dönüştürme hedefli olarak) daha verimli hale getirilmesi açısından fiziksel perakendeciliği ciddi şekilde etkiledi. Birkaç örnek vermek gerekirse; bir ürünü denemek için kabine giren erkekler müşterilerin %65'i satın alma kararı verirken, kadınlarda bu oran %25 seviyesindeymiş. Veya alışveriş sırasında dar raflar veya tecrübesiz satış temsilcileri nedeniyle müşterilere sırtlarından / arkalarından dokunulursa alışveriş yarım bırakılıyormuş. Paco Underhill'in mutlaka okumanız gereken 'Neden Satın Alıyoruz? (Why We Buy)' Kitabı'ndan birkaç önemli noktaya buradan ulaşabilirsiniz.

Akıllı telefonların getirdiği en önemli yeniliklerden biri de mobil uygulamalar. Bu sayede firmalar, son kullanıcıların kendi mini platformlarını sürekli yanlarında taşımasını sağlayabildiler. Son dönemde karşımıza çıkmaya başlayan Omnichannel çözümleri; mobil uygulamaların sağlayabildiği lokasyon verisi, gerektiğinde offline kullanım, diğer uygulamalarla etkileşim ve kullanım tercihlerini kaydetme gibi özelliklerin kullanımına yönelik olarak geliştiriliyor. George Berkowski'nin 'Milyar Dolarlık Uygulama Nasıl Yapılır (How to Build a Billion Dollar App)' Kitabı'nda ise mobil uygulama geliştirme evreleri basit bir şekilde açıklanıp kullanıcıların akıllı telefonlar ve mobil uygulamalarla etkileşim içgörüleri paylaşılıyor. Tüketicilerin kişiselleştirme ve kullanım sıklığı konusunda tercihleri hiç şüphesiz ilgi alanlarına yönelik doğru yaklaşımlardan kaynaklanıyor. Human Universals isimli bir kitaba göre insanlara özel olan ve tüm dünyada genel geçer 67 ortak payda bulunuyormuş: yaş ayrımı, atletik sporlar, vücut gösterme, takvim, temizlik eğitimi, .. vb. Aslında gün boyu kullanıcılardan en fazla 1 metre uzakta olan bir nesne ile olan etkileşimi de bu çerçevede düşünmek gerekiyor. Berkowski, gün içerisinde ortalama olarak 150 kez cihazlarına uzanan akıllı telefon kullanıcılarının en çok yaptıkları aktivitelerin mesajlarına bakmak, telefonla konuşmak ve saate bakmak olduğunu belirtiyor. Bu etkileşimlerin %5'inin de alarmla ilgili olduğunu da eklemeden geçmiyor. Kişiselleştirmeyi mobil uygulamalara indirgemek doğru olmasa da perakendecilerin işini basitleştirmesi açısından bu yeni dünyaya kolay bir giriş yapma şansı verecektir.

* Görsel itsdatatime.nl sitesinden alınmıştır.

30 Ağustos 2015 Pazar

Yaklaşımlar ve Veriler Eşliğinde İnternetin Mobil Kullanımındaki Artışın Bugünü ve Geleceği

Bir yıldır Asya Pasifik bölgesinde profesyonel iş hayatıma devam etmek, mobil internetin gerçek etkisini görmek açısından önemli bir görüş açısı ve tecrübe kazandırdı. İnterneti daha 10 yıl öncesine kadar masaüstü bilgisayarlardan erişilen bir bilgi platformu olarak değerlendirirken, zaman içerisinde iletişim ve ticaret alanlarına yayılan etkisinin mobil akıllı cihazlar sayesinde nasıl gerçek zamanlı bir hale geldiğine tanıklık ettik. Artık mobil cihazlarımız sayesinde aklımıza estiği (mikro) anda her istediğimiz bilgiye erişip her tür içeriği paylaşıp alışverişlerimizi dahi hızlıca gerçekleştirebiliyoruz. Ticaret alanındaki mobil dönüşümü güzel özetleyen bu yazıya göz atmanızda fayda var.

Kullanıcıları internete sürekli bağlı (bağımlı değil bağlı) hale getiren akıllı mobil cihazların kullanımındaki artış, internetin kullanım alanlarını da hiç şüphesiz çok geliştirdi. Google, kullanıcıların bu mobil dönüşümüne dair Mikro Anlar (Micro Moments) yaklaşımını getirirken FacebookAnlamı olan Anlar (Moments That Matter) söylemi ile mobil değişimi ifade etmeye çalışıyor.





Geçen ay gerçekleştirdiğim Türkiye seyahatimde Emarsys Kahvaltı Semineri'ne konuk oldum. Yakından gözlemleme şansı bulduğum bu mobil değişimi seminer dinleyicilerine, bizzat yaşayan birisi olarak 'içeriden' aktarmaya çalıştım. Sunumu aşağıda inceleyebilirsiniz.

Not: Sunum başlığındaki 'Gelecek'ten kastım: Hindistan ve Endonezya gibi internet trafiğinin büyük bölümü mobil cihazlarda gerçekleşen ülkelerde şu anda gözlemlenen (mobil) internet kullanım alışkanlıklarının, 5-10 yıl sonra dünyanın geri kalanında da benzer olacağını değerlendiriyorum.



26 Haziran 2015 Cuma

Dijital Pazarlama Ölçümlemesindeki Ana Sorunlar ve Çözüm Yolları

Pazarlamanın gitgide daha da ölçülebilen bir alan haline gelmesini, hiç şüphesiz internete borçluyuz. Dijitalin toplam pazarlama içerisindeki payı arttıkça, ölçümleme veya kazanımları takip etme üzerine daha fazla yetkinliğe kavuşsak da belli başlı ölçümleme problemlerinden haberdar olmamız gerekiyor.

Bu yazıda Emarsys Academy'de özetlemeye çalıştığım, dijital pazarlama profesyonellerinin karşılaştığı ölçümleme problemlerini Google'ın sahip olduğu AdWords reklam programı, DoubleClick reklam sunucusu ve Analytics ölçümleme aracı üzerinden sağlanan çözümler ile birlikte paylaşmaya çalışacağım. Bilmeyenler için: Analytics, AdWords ile birlikte diğer tüm trafik kanalları için ölçümleme yapılmasını sağlayan bir Online analiz aracı.


Akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlar yaygınlaşmadan önce dijital pazarlama etkinliğinin ölçümlenmesi konusunda üç temel sorun vardı:

1) Dijital trafik kaynaklarının aksiyona dönüştürme verimliliklerini ölçme (Conversion Tracking)

Bir trafik kaynağının gerçek katma değerinin hesaplanmasını, birkaç yıl önceki bir yazıda incelemiştim.

AdWords kampanyalarının geri dönüşümünü raporlarda görebilmek için dönüşüm izleme (conversion tracking) kodunu siteye eklemek yeterli oluyor.

DoubleClick raporlarında dönüşüm verilerini dijital varlıklarınıza Flootlight özelliğini kurarak veya dönüşüm izleme kodunu ekleyerek görebilirsiniz.

Analytics raporlarında hedefler (goal) belirleyerek veya e-ticaret izlemeyi (ecommerce tracking) aktif hale getirerek trafik kaynakları için dönüşümleri ölçebilirsiniz.


2) Dijital trafik kaynaklarının aksiyona dönüştürme verimliliklerini, kaynakları ayrıştırarak ölçme (Cross-Channel)

ABD'de alışveriş kategorisi için yapılan bir araştırmada sosyal medya ve görsel reklam ziyaretçileri yardımcı (assist interaction) etkisine sahipken direk ve e-posta trafiği ile markalı arama motoru kampanya ziyaretçilerinin alışveriş öncesi son etkileşimi (last interaction) yüksek çıkmış.

Tüm iletişim kanallarının takip edilebildiği bir reklam sunucusu çözümü olan Reklamverenler için DoubleClick (DFA) kurulumu ile dönüşüm ölçümlemesi bütünlükçü olarak yapılabilir.

Analytics raporları arasında yer alan çok kanallı dönüşüm hunileri (multi channel funnels) yardımı ile trafik kaynakları dijital kanallar arasında ayrıştırılabilir. Detaylı bilgi için.


3) Dijital trafik kaynaklarının fiziksel aksiyona dönüştürme verimliliklerini ölçme (Online-to-Store)

Türkiye'de tüketicilerin %47'si önce internetten araştırma yapıp sonra mağazalardan alışveriş yapmayı tercih ederken ABD'de mobil arama motoru kampanya ziyaretçilerinin %10'unun üzerindeki kısmı fiziksel mağazaları ziyaret ettiğini belirtmiş.

AdWords raporları içerisinde fiziksel mağaza ziyaretçi verilerini görebilmek mümkün; bunun için mağaza ziyaret dönüşümlerinin (store visit conversions) aktif hale gelmesi gerekiyor. Detaylı bilgi için.

Universal Analytics olarak adlandırılan ve Analytics'in veri toplama ve raporlama özelliklerini değiştiren versiyon yardımı ile fiziksel ticarete ait her tür bilgi, dijital veri havuzuna eklenip raporların resmin bütününü göstermesi sağlanabilir. Detaylı bilgi için.


İnternet'e bağlanma noktası olarak kullanımları hızla artan mobil cihazların internet kullanım alışkanlıklarına dahil olmasıyla, bu ölçümleme sorunlarına aşağıdakiler de eklendi:

4) İnternette sonlanan bir aktivitenin kaynağına dair cihazlar arası / çoklu cihaz ölçümlemesi (Cross-Device)

ABD perakende sektöründeki bir araştırmaya göre herhangi bir cihazda arama motoru reklamlarına tıklayan tüketicilerin %16'sı, görsel reklamlara tıklayanların ise %11'i işlemlerini başka bir cihazda bitirmeyi tercih ediyor.

AdWords reklam raporlarında bu verileri görmek için dönüşüm takibi (conversion tracking) kodunu hem masaüstü hem de mobil siteye eklemeniz gerekiyor. Detaylı bilgi için.

Cihazlararası dönüşümleri DoubleClick raporlarında kolayca görüp ayrıştırabilmek için kodun tüm dijital varlıklara konulması yeterli.

Analytics raporlarında çoklu cihazları ayrıştırabilmek için ise bir Universal Analytics özelliği olan User ID'yi kurmanız gerekiyor. Detaylı bilgi için.


5) Dijital trafik kaynaklarının mobil uygulamaya yönelik dönüşüm verimliliklerini ölçme (App Conversion)

Türkiye perakende sektöründeki bir araştırmaya göre tüketicilerin %50'si ön alışveriş süreçlerinde akıllı telefonlarındaki mobil uygulamalardan faydalanıyor.

AdWords kampanyaları aracılığı ile dijital platformlarda yapılan iletişimin mobil uygulama hedeflerindeki geri dönüşlerinin raporlanması için Android uygulamalara herhangi bir kod eklemeye gerek olmazken, iOs uygulamalara bir SDK eklenmesi gerekiyor.

DoubleClick raporlarında mobil uygulama kazanım verilerini ayrıştırabilmek için Floodlight kodunun uygulamalara düzgün olarak eklenmiş olması gerekiyor.

Mobil uygulama kazanım hedefli bütün iletişimlerin Analytics'te raporlanabilmesi için App Analytics SDK'lerinin tüm uygulamalara eklenmesi yeterli oluyor. Detaylı bilgi için.

31 Mayıs 2015 Pazar

Fiziksel mağazaların ziyaretçi adetlerindeki ciddi düşüşün perde arkası

Mobil ticaret, mobil cihazlar üzerinden yapılan elektronik alışverişler yanında dijital ön araştırma ve ödemeyi de kapsayan çok geniş bir terim. Mobil ticaretin toplam ticaret üzerindeki etkisi, her geçen yıl katlanarak genişliyor. Bu dönüşümün en önemli nedeni, şüphesiz tüketicilerin mağazalara gitmeden önce veya hemen alışveriş öncesinde özellikle mobil cihazlarını kullanarak ön araştırmayı tamamlayabilmeleri; ve hatta alışverişlerini mobil cihazlarında sonlandırabilmeleri. Bu aynı zamanda perakende firmaları için de verimliliğin artıp kuru kalabalığın azalması anlamına geliyor.


Yukarıdaki değerlendirmeyi rakamlarla biraz açalım:

Tüketiciler, fiziksel mağazaları artık daha az ziyaret ediyor.
ABD’de fiziksel mağazaların yıllık ziyareti adedi, (offline perakende trafik hacmi) dört yıl içerisinde 38 milyardan 18 milyara gerilemiş

Ziyaret hacimleri düşse de fiziksel mağazaların gelirleri artıyor.
ABD’de fiziksel mağazaların yıllık gelir hacmi, (offline perakende sektör büyüklüğü) 2010 yılında 641 milyar dolarken 2014 yılında 737 milyar dolara yükselmiş.

Fiziksel perakende gelirleri hala toplam perakende sektörünün en önemli parçası.
ABD’de fiziksel mağazaların (offline perakende sektörü) cirosu, toplam perakende gelirlerinin %91’ini oluşturuyormuş.

Fiziksel perakende satışlarının büyük bölümü, artık dijitalden etkileniyor.
ABD’de mağazaiçi satışların %64’ünün dijital etkileşim nedeniyle gerçekleşmesi bekleniyormuş.

Tüketicilerin satınalma kararlarını en çok etkileyen an, alışveriş öncesindeki ağırlığı dijital olan araştırma süreci.
ABD’de tüketicilerin ağırlığı gitgide internete kayan alışveriş öncesi araştırmaları, satınalma kararları üzerinde %84’lik bir etki sağlıyormuş.

Tüketicilerin ön araştırmayı en yoğun yaptıkları an, alışverişin hemen öncesi.
ABD’deki tüketicilerin %18’i alışverişten anlar önce araştırma yaparken Türkiye’de bu oran %32’ye ulaşıyormuş.

Mobil cihazlarda yapılan aramalarda lokasyon çok önemli.
İngiltere’deki akıllı telefon sahiplerinin %90’ı mobil aramalarını yerellik / lokasyon üzerine kullanıyormuş.

Tüketiciler, fiziksel mağazalar içerisinde akıllı telefonlarını yoğun olarak kullanıyor.
ABD’de akıllı telefon sahibi olan tüketicilerin %82’si fiziksel mağazalardayken alışveriş kararları ile ilgili olarak mobil cihazlarına danışıyormuş.

Akıllı telefon sahipliğinin hızla arttığı ülkemizde artık mobil ile özdeşleşen dijitalin sağladığı avantajları (omni-channel) doğru şekilde kullanabilen perakendecilerin metrekare başına verimliliklerini artırmak gibi çok ciddi bir fırsatları bulunuyor. Ön araştırmadan ödemeye kadar tüketicilerin tüm alışveriş süreçlerini etkileyecek mobil ticaret, artık gelecekte var olmayı hedefleyen tüm şirketlerin stratejilerinin odağında yer almalı.

27 Nisan 2015 Pazartesi

Mobil Uygulamalar ve Omni-Channel Nasıl Yakınsıyor?

İnternet üzerinden alışveriş ve mağaza alışverişlerinin entegrasyonunu da kapsayan süreçlerin tamamına Omnichannel denmekte. Bu süreçleri doğru kurgulayıp tüketicilerinin ihtiyaçlarını merkeze alarak işleyişlerini değiştiren firmalar, müşteri başı yıllık sipariş hacimlerini ciddi oranda yükseltebiliyor. İlgili bir durum ise, internet siparişlerinin fiziksel mağazalarda teslim alınma tercihlerinin artmasının beklenmesi. 2015 yılında İngiltere toplam perakende hacminin %4'ten fazlasının bu şekilde gerçekleşeceği öngörülüyor.

Tüm dünyada mobil internetin şekillendirdiği bir tüketici davranışı görülmeye başlandı. Tüketicilerin büyük bölümü bir mağazadayken akıllı telefonlarını kullanıyor. Mağaza içerisinde mobil cihazların kullanımı %75'e ulaşmış durumda, düzenli olarak fiyat karşılaştırmak için cep telefonlarını kullandıklarını belirtenlerin oranı ise neredeyse %50. Bu oran Türkiye'de de çok yüksek. Aradığı bilgilere daha hızlı ulaşmayı isteyenlerin %47'si mobil uygulamaları tercih ediyor.

Millward Brown'un son raporundan aldığım aşağıdaki grafikte göreceğiniz gibi akıllı telefonlarından alışveriş yapan tüketiciler, mobil tarayıcıları ve uygulamaları birlikte kullanmayı tercih ederken mobil alışveriş uygulaması kullanan tüketicilerin %72'sinin telefonunda bu kategoriden 5'in altında uygulama yer alıyor.



PWC'nin son raporunda Türkiye'de mobil uygulama kullanımının en önemli nedeni olarak 'kolaylık' seçeneğinin tercih edildiği belirtilmiş. 'Mobil Öncelikli' (mobile first) olarak nitelendirilen Asya Pasifik Bölge'sinde internetle mobil cihazlar sayesinde tanışan gelişmekte olan ülkelerde mobil uygulamaların başı çektiği bir dönüşüm yaşanıyor. Bu konuda ek bir destekleyici bilgi de Hindistan, Endonezya ve Filipinler gibi ülkelerde mobil internet bağlantılarının yavaş olması.



Mobil uygulamaları alışveriş süreçlerine entegre etmiş olan başarılı perakendecilerin kullandıkları özellikleri aşağıdaki şekilde listeleyebiliriz:

- Fırsatlar ve Promosyonlar (Offers and Deals and Promotions)
- Kuponlar (Coupons)
- Bölgesel Reklamlar (Local Ads)
- İstek Listesi (Wish List)
- Katalog ve Broşürler (Catalog and Flyer)
- Sipariş Takibi / Benim Siparişim (Track Order / My Order)
- Barkod Tarama (Barcode Scan)

- Üye Olma (Sign Up)
* Eposta (Email)
* Kısa Mesaj (SMS)
* Sosyal medya (Social Media)

- Mağaza Listesi (Stores List)
- Lokasyon / En Yakın Mağaza (Location / Nearest Store)
- Açılış Saatleri (Opening Hours)
- Mağaza İçi Planı (In-store Navigation)
- Harita (Map)

- Müşteri İlişkileri (Customer Service)
- İletişim (Contact Us)


Gelecekte mobil uygulamaların sahip olacağı özellikleri de şu şekilde öngörüyorum:
- Kişisel Tahmin (Personal predictive): Örneğin bir uçak biletinin en optimal satınalma zamanını belirtebilmek
- Hareketle kontrol (Context based): Örneğin dokunmatik değil sallamatik kullanılabilen uygulamalar
- İnteraktif etkileşimli mini arayüzler (Interactive widget): Uzun süredir kullanılan diğer uygulamaların verilerini kullanarak özelleşmiş tecrübeler yaratmak
- Geribildirim (Feedback): Mobil uygulamaların gerçek zamanlı geri bildirim / oylama araçları haline gelmesi
- İndirim yakalama (Savings catcher): Örneğin ilgilenilen ürünün indirim dönemi hakkında uyarı mekanizması veya satınalınan ürünlerdeki fiyat değişiminin iade edilmesi


Mobil uygulamaların tasarımları ve stratejilerine dair aşağıdaki iki rehber önemli içgörüler içeriyor:
Mobil Uygulama Tasarım Rehberi
Google Play Rehberi

22 Mart 2015 Pazar

Yeni Trend ile Tanıştınız mı? U-Ticaret (App Commerce)

Mobil ticaret (m-ticaret), gerek akıllı telefon kullanımının artışı gerekse mobil internetin omni-channel ve ödeme sistemleri gibi alanlarla olan uyumu nedeniyle tüm dünyayı tahmin edilenin de ötesinde etkisi altına aldı. Dünyanın mobil internet ile çok daha önce tanışmış kısmında ise yeni bir trend yaşanıyor: mobil uygulamaların tetiklediği ticaret olarak ifade edebileceğimiz u-ticaret (app commerce).

İki farklı grupta yer alan firmalar bu eğilimden benzer şekilde etkileniyor: Birinci grupta yer alan ve fiziksel satış noktaları bulunan perakendecilerin, genel stratejileri içerisine ciddi şekilde entegre ettikleri mobil uygulamalar, ikinci grubu oluşturan e-ticaret firmaları için de gelirlerinin hızla arttığı ciddi bir kanala işaret ediyor.

Söze ikinci gruptan girecek olursak mobil uygulamaların üzerinden geçen ciroların önemli orandaki artışı, Hindistan'ın en büyük eticaret firması Flipkart ile giyim sitesi Myntra gibi bazı online perakendecilerin mobil (ve hatta web) sitelerinden vazgeçip tamamen mobil uygulamalara yönelmesi sonucunu doğurdu.

Öte yandan birinci gruptaki fiziksel perakendecilerin birçok süreçlerinde mobil uygulamaların kullanılmaya başladığı bir dünyada yaşıyoruz.




Şüphesiz bu kullanıcı alışkanlığı geçişini sağlıklı bir şekilde kurgulamak her şeyden önemli. O sebeple mobil site ve mobil uygulama konusunda eksiklerinizi gidermek için ilk adımı, bu kontrol listesini gözden geçirerek atabilirsiniz.


Mobil Uygulamalarla İlgili Bilmeniz Gerekenler

Akıllı telefonlara indirilen uygulamaların mobil cihazlarda muhafaza edilme oranlarında son yıllarda bir iyileşme görülüyor. Uygulamaların beşte biri indirildikten sonra sadece bir kez kullanılmış. En başta gelen nedenler olmasa da telefonda hafızanın bulunmaması ve uygulamaları bulmak için harcanan uzun zaman gibi konular çözüldüğü taktirde mobil uygulamaların kullanımı çok daha artacaktır.

Tüketicilerin %55'i alışveriş için / sırasında perakendecilerin mobil uygulamalarını kullanacağını belirtiyor.

Müşterilerin %41'i alışveriş sırasında aktif olarak mobil uygulamaları kullanıyor.

Mobil uygulamaların alışveriş için kullanımı 2014 yılında %174 oranında artmış

Akıllı telefon kullanıcılarının %64'ü bir mobil uygulama aracılığı ile alışveriş yapmış. Satınalınan ürünler (şimdilik) çoğunlukla fiziksel olmasa da online alışveriş bariyerinin en önemlilerinden olan 'güven' probleminin mobil uygulamalarda aşıldığını göstermesi açısından önemli. Aynı raporda mobil cihazlar üzerinden yapılan alışveriş istatistiklerinde Türkiye'nin adı yukarılarda geçiyor.

Alışveriş uygulamalarının açılmalarının üçte biri anlık bildirimlerden (push notification) kaynaklanıyor. U-ticaretin en önemli etkileşim kanallarından biri olan bildirimler, e-posta pazarlamasının tahtına göz kırpıyor.

Sektör ortalamalarını açıklayan firmaların raporlarında mobil uygulama indirtme maliyetleri yanında lansman maliyeti ve yaşam boyu üretilen değer (lifetime value) gibi analizler de paylaşılmaya başlanmış.

Mobil uygulamaların en önemli avantajlarından olan lokasyon verisi, kullanıcıların gün içerisinde zamanlarını geçirdikleri iş yerleri ve gecelerini geçirdikleri evlerinin girdileri ile satınalım gücünü ortaya çıkarabiliyor. Bunun da üzerine bulunulan yere göre değişen özelleşmiş hedefleme olanağı, hizmet sektörünü bir sonraki sıçramaya taşıyabilir mi hep birlikte göreceğiz.


Mobil uygulama analizi / analitiği konusunda öncelik uygulamanın ayakta kalması / kullanılmabilmesi: bu da uygulamanın silinmesi, çökmesi ve yavaşlığı gibi durumların raporlanabilmesinden geçiyor. Mobil uygulama geliştiricilerin bu alanlara hakim olması her seyin önünde bir katma değer yaratıyor.


Mobil uygulama dünyasında oyunlar dışında anlık mesajlaşma ve paylaşım uygulamaları gibi ticaret ile doğrudan bağlantılı iki alan bulunuyor. Whatsup, Line ve Wechat gibi uygulamalar edindikleri ciddi kullanıcı bazını birer platforma dönüşerek parasallaştırmaya çalışıyor. Bu firmalara mobil dönemin portalları diyebiliriz. Uber, Lyft, Airbnb gibi lokasyonun gücünü kullanan uygulamalar ise paylaşım ekonomisinin fiziksel dünyayı dönüştürmeye başladığı iş modellerini yaratma uğraşındalar. Değerlemelerine bakınca bunun ne kadar önemli bir devrim olacağını öngörmek güç değil.


Uygulama geliştiren yazılımcıların iş gücü içerisindeki payının bazı ülkelerde şimdiden yüzdelik dilimlere girdiğinin altını çizmek, potansiyeli her açıdan görmek açısından faydalı.

Google algoritmasında mobil uygulama sahipliği lehine yapılan son değişiklik, mobil uygulamaya sahip olmanın avantajlarına bir yenisini ekledi.

Yazıyı mobil uygulama alanında farklı sektörlerde ve ülkelerde başarılı sonuçlara ulaşan örnekleri inceleyebileceğiniz üç kaynak ile bitireyim:
- Google Mobil Kitapçığı
- Mastercard Mobil Uygulama Endeksi
- psfk Mobil Ticaret Kitapçığı

21 Şubat 2015 Cumartesi

Akıllı telefonlar, internet kullanıcı eğilimlerini nasıl değiştiriyor?

Yandaki fotoğraf ilginç bir dönemin habercisi olabilir. Yurt dışında iletişim ve perakende sektörlerinde standart haline gelmeye başlayan Beacon teknolojileri, akıllı telefon penetrasyonuna bağlı olarak ölçümleme konusundaki birçok problemi ortadan kaldıracak gibi görünüyor.

Dijital etkileşimin fiziksel ticaret ile en çok kesiştiği noktada hiç şüphesiz akıllı telefonlar bulunuyor. Birçok firma son dönemde dijital iletişimin fiziksel alışverişe etkisini ölçümlemek için oluşturdukları yeni teknolojilerini tanıttı. Google, dijital iletişimin telefon satışı, mağaza alışverişi ve cihazlararası Online etkisini bütünlüklü şekilde görmeyi sağlayacak bir altyapıya geçtiğini paylaşırken; Facebook ise dijital iletişimin mağaza satış etkisini test etmeye yönelik bir özelliği duyurdu.

Mobil ticaret olarak adlandırılan ve cep telefonu üzerinden (tablet bilgisayarların bu kategori içerisindeki varlığı tartışmalı) yapılan e-ticaret işlemleri yanında çoklu kanal alışverişi ile mobil ödemeleri de ifade eden ticaret şemsiyesinin hacmi her geçen gün artıyor. 

Mobil ticaret hacimlerinde firmalar arasındaki ayrışmanın temel nedeni, kullanıcı tecrübesinin detaylarına ne kadar hakim olunduğu. Mobil internet tecrübesi, uygulamaların (mobile applications) varlığı nedeniyle bilgisayarlardan ciddi bir farklılık gösteriyor. Mobildeki başarı, süreçlerini bu kullanıcı eğilimine uygun şekilde oluşturan firmalar için daha kolay geliyor. Bu konudaki birkaç detayı, ilgili raporlar ile paylaşmak istedim.

  • Mobil cihazlar aracılığı ile internette geçirilen zamanın %80'i mobil uygulamalarda gerçekleşiyor. Kaynak: Flurry, nisan 2013

  • Mobil uygulamaların alışveriş için kullanımı 2014 yılı boyunca %174 oranında arttı. Kaynak: Flurry, ocak 2015


  • Akıllı telefonlardaki alışveriş aktivitelerinin %28'inde mobil web siteleri tercih edilirken, mobil uygulamaların tercih edilme oranı %26. Kaynak: iab, aralık 2014